Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10374 Esas 2018/889 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10374
Karar No: 2018/889

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10374 Esas 2018/889 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/10374 E.  ,  2018/889 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde sigortalı bulunan... Day. Tük. Mal. Elk. Ltd. Şti.nin kiracı olarak bulunduğu ... İşhanında 23/10/2012 tarihinde yağmur suyu tahliye borusundaki tıkanma sonucunda su hasarı meydana geldiğini, hasara uğrayan dükkanın mülkiyetinin davalı idareye ait olduğunu, sigortalı ile mülk sahibi arasında kira sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin 4.493,00 TL tutarındaki hasar bedelini 05/12/2012 tarihinde sigortalıya ödediğini ve TTK"nun 1472. maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu belirterek sigortalıya ödenen 4.493,00 TL"nin ödeme tarihi olan 05/12/2012 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece,davanın kabulü ile, 4.493,00 TL"nin 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Dava, Yangın Ticari Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 Tarih E.37, K.9, RG.3.7.1944 sayılı kararında;"Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
    Davacı, sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü:“Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;Kiralanan taşınmazların,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir.
    Davanın, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra 03/10/2013 tarihinde açılmış olmasına ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/02/2018 tarihinde de oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.