2. Ceza Dairesi 2019/14060 E. , 2019/19464 K.
"İçtihat Metni"Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan sanık ..."ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-f, 168/1 ve 62. maddesi gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 51. maddesi gereğince cezanın ertelenmesine dair Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2007 tarihli ve 2006/160 esas, 2007/106 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanık hakkındaki cezanın infaz edilmiş sayılarak ortadan kaldırılmasına dair Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2017 tarihli ve 2006/160 esas, 2007/106sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 11/10/2019 gün ve 94660652-105-33-13631-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/10/2019 gün ve 2019/100899 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, her ne kadar Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/11/2017 tarihli kararı ile "sanığın denetim süresi içerisinde karar başkaca suç işlemediği" şeklindeki gerekçe ile sanık hakkındaki cezanın infaz edilmiş sayılarak ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ise de;
1- Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/03/2007 tarihli kararını müteakip, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ve 05/07/2012 tarihli ve 28344 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un yürürlüğe girdiği, yine 6352 sayılı Kanun’un 82. maddesi ile elektrik hırsızlığını düzenleyen 5237 sayılı Kanun"un 142/1-f. bendinin yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun’un 83. maddesi ile 5237 sayılı Kanunun 163 üncü maddesine eklenen 3. fıkra ile elektrik hırsızlığı suçunun karşılıksız yararlanma suçu olarak düzenlendiği, dolayısıyla 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un geçici 2/2. maddesinde "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisi...hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar." şeklinde yer alan düzenleme nazara alınarak, benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 20/01/2015 tarihli ve 2014/33699 esas, 2015/205 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere sanığa bilirkişi tarafından normal tarifeye göre hesaplanacak olan cezasız kaçak kullanım bedelini ödeyerek şikâyetçi kurumun zararını gidermesi halinde 6352 sayılı Kanun"un geçici 2/2. maddesi gereğince hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verileceğine dair bildirimde bulunularak sonucuna göre hukukî durumunun belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlü hakkında elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan açılan kamu davasının yapılan kovuşturması sonucunda, Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.03.2007 tarihli ve 2006/160 E., 2007/106 K. sayılı kararı ile hükümlünün TCK’nın 142/1-f, 168/1 ve 62. maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis cezası ile mahkûmiyetine ve cezasının TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verildiği, temyiz edilmeyen bu hükmün 20.03.2007 tarihinde kesinleştiği, bilahare hükümlünün 12.10.2017 havale tarihli dilekçesi ile denetim süresi içinde suç işlemediği için erteli cezasının yeni çıkan yasa da dikkate alınarak ortadan kaldırılmasını talep etmesi üzerine, mahkemece 14.11.2017 tarihli ek karar ile “12.03.2007 tarih ve 2006/160 E., 2007/106 K. sayılı kararı ile hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ilişkin talebin kabulü ile hükmün CMK’nın 231/10. maddesi uyarınca cezanın infaz edilmiş sayılarak ortadan kaldırılmasına” karar verildiği anlaşılmış ise de; suç tarihinin 05.04.2006 olduğu da nazara alındığında atılı suçun suç tarihi itibariyle elektrik enerjisi hırsızlığına ilişkin olması nedeniyle hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa"nın geçici 2. maddesinin 2. fıkrası uyarınca mahkemesince uyarlama yapılması gerekeceği, karşılıksız yararlanma olarak 5237 sayılı Yasa"nın 163/3. maddesi kapsamına alınan suçun, 6352 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girmesinden önce işlenmiş olması ve dosya kapsamına göre zararı tazmin ettiği anlaşılan hükümlü hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceğinden 2 no’lu kanun yararına bozma istemi yerinde görülmekle, (SİLİFKE) 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 14.11.2017 tarihli ve 2006/160 E., 2007/106 K. sayılı ek kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle; 05.04.2006 tarihli eylem nedeniyle karşılıksız yararlanma suçundan mahkûmiyetine karar verilen hükümlünün katılan kurumun zararını tazmin etmiş olduğunun anlaşılması karşısında, 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun"un geçici 2. maddesinin 2. fıkrası ile 5271 sayılı CMK"nın 223/4-a maddesi uyarınca CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, verilen kararın niteliği itibariyle 1 no"lu kanun yararına bozma istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 16/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.