4. Ceza Dairesi 2020/20775 E. , 2020/12582 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 5015 sayılı Yasaya muhalefet, dolandırıcılık
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre, birleşen 2012/235 E. 2012/323 K. sayılı dosya sanığı ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davaları ile ilgili zamanaşımı süresi içinde hüküm kurulabileceği ve katılan EPDK vekilinin temyiz isteminin sanık ... hakkındaki beraat hükümlerine yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
A- Katılan ..."nun sanık ...’a atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan; katılan ...’nın sanıklara atılı suç işlemek amacıyla örgüt kurma, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 5015 sayılı Yasaya muhalefet ve dolandırıcılık suçlarından doğrudan zarar görmemeleri nedeniyle bu suçlardan açılan davalara katılma hakları bulunmadığı, sanık ... müdafiinin temyiz dilekçesini, CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre içerisinde vermediği ve sanık ... hakkında verilen beraat kararlarının gerekçesine yönelik olmayan temyizde, sanığın hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından, 5320 sayılı Kanun"un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddeleri uyarınca tebliğnameye kısmen uygun olarak katılanlar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile Maliye Bakanlığı vekillerinin anılan suçlar bakımından, sanık ... müdafiinin süre yönünden, sanık ... müdafiinin ise hukuki yararı bulunmadığından temyiz taleplerinin CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
B- Sanık ... hakkında 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen beraat hükmü ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından kurulan hükümlerin temyizinin incelenmesinde;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’ye yükletilen suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ...’a yükletilen suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanıklar tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup, bu konunun Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından mahkum olan sanıklar hakkında anılan madde uygulanmamış ise de, bu hususun infaz aşamasında re"sen gözetilebileceği,
2- Sanık ... hakkında 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan beraat hükmünün de yerinde olduğu,
Anlaşıldığından, katılan EPDK vekili ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’ın müdafileri ve sanıklar ..., ...’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
C- Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 5015 sayılı Yasaya muhalefet ile birleşen 2012/235 Esas sayılı dosyadaki suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve dolandırıcılık, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve 5015 sayılı yasaya muhalefet, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında 5015 sayılı Yasaya muhalefet ve birleşen 2012/235 Esas sayılı dosyadaki sanık ... hakkında dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin temyizinin incelenmesinde ise;
1- Sanık ... hakkında ana dosyadaki suç işlemek amacıyla örgüt kurma ile birleşen 2012/235 Esas sayılı dosyadaki suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve dolandırıcılık, sanık ... hakkında dolandırıcılık suçları yönünden kurulan hükümlerde;
a- Sanık ... hakkında birleşen 2012/235 Esas sayılı dosyada suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan dava açılmadığı halde hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 225. maddesine aykırı davranılması sonucu sanığın hem ana dosya hem de birleşen dosya yönünden ayrı ayrı iki kez suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan cezalandırılmasına karar verilerek sanık hakkında fazla ceza tayini,
b- Sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçu açısından hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin düzenleme karşısında; somut olayda sanıkların birlikte işlediği uzlaşma kapsamında olmayan TCK’nın 220. maddesinde düzenlenen suç işlemek için örgüt kurma ve 5015 sayılı Yasaya aykırılık suçlarının mağdurunun kamu olması ve aynı Kanun"un 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun mağdurunun ise ... olması nedeniyle anılan Kanun hükümleri ile değişik CMK’nın 253/3. maddesinin uygulama alanı bulmayacağı ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanıklara atılı TCK’nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması nedeniyle CMK’nın 254. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçuna ilişkin olarak usulünce uzlaştırma işlemleri yerine getirilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümlerde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30/04/2019 tarih ve 2017/16-693 E. ve 2019/352 sayılı kararında yer alan; "TCK"nın 220/7. maddesinde; "örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak cezalandırılır" hükmüne yer verilerek, örgüt mensubu olmasa bile örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmiş olanların örgüt üyesi olarak cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır. Örgüt üyelerini barındırma veya barınacak yer gösterme, örgüte erzak veya lojistik sağlama, örgüte ait malzeme, belge ve doküman saklama, örgüte eleman temini, rehberlik etme, örgüt üyelerinin, sipariş ettikleri malzemeleri temin etme, hasta veya yaralı örgüt üyelerini tedavi etme, örgüte ilaç temini gibi yardım olarak kabul edilebilecek her türlü faaliyet bu suçun konusunu teşkil edebilir. Ceza Genel Kurulu"nun 12/02/2008 gün ve 230-23; 03/03/2009 gün ve 184-43 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; maddi nitelikteki yardım fiilleri suç tarihinde yürürlükte bulunan normlar dikkate alınmak suretiyle 5237 sayılı TCK"nın 220/7. maddesi kapsamında değerlendirilmelidir." şeklindeki açıklamada yardım fiillerinin kapsamı belirlenmiş olup, bu itibarla yardım fiilinin başka bir suçu oluşturmadığı durumlarda TCK"nın 220/7. maddesi uygulanabilecek iken, gerçekleştirilen eylemlerin farklı bir suçu oluşturması durumunda ise, kanun koyucunun TCK"nın 220/6. madde metninde "ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır" ibaresine yer verdiği halde aynı Kanun"un 220/7. madde metninde "ayrıca" ibaresine yer vermediği hususu da gözetilerek farklı neviden fikri içtima kurallarına göre daha ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı ceza verilmesi gerekecektir. Somut olayda; sanıkların 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği anlaşıldığından ayrıca suç işlemek için kurulan örgüte yardım etme suçundan cezalandırılamayacakları gözetilmeden beraatleri yerine mahkumiyetlerine karar verilmesi,
3- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükümlerde;
a- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2 veyahut aynı Yasanın 3/12. maddesi) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de Yerel Mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
b- Kabule göre de;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08/04/2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’nin eylemlerinin TCK’nın 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihlerinin 03/01/2011, 05/01/2011, 22/01/2011, 17/02/2011, 03/03/2011, 29/03/2011, 30/03/2011, 12/04/2011, 10/05/2011, 07/06/2011, 27/06/2011, 29/06/2011 olduğu ve 19/08/2011 tarihli tek iddianame düzenlendiği,
Sanık ... hakkında birleşen Manisa 1. Asliye Ceza mahkemesinin 2012/219 Esas ve 2012/629 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 17/02/2011 iddianame düzenleme tarihinin 29/02/2012 olduğu,
Sanık ... hakkında birleşen Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/607 Esas ve 2012/583 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 12/04/2011 iddianame düzenlenme tarihinin 21/09/2011 olduğu,
Sanık ... hakkında birleşen Söke 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/244 Esas ve 2014/90 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 03/03/2011 iddianame düzenlenme tarihinin 22/05/2012 olduğu,
Sanık ... hakkında birleşen Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/230 Esas ve 2012/371 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 22/01/2011 iddianame düzenlenme tarihinin 11/03/2011 olduğu,
Sanıklar ... ve ... hakkında birleşen Turgutlu 1. Asliye Ceza mahkemesinin 2012/235 Esas ve 2012/323 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 18/08/2011 iddianame düzenlenme tarihinin 22/03/2012 olduğu,
Sanıkların eylemlerinin benzer mahiyette olduğu, ana dosyanın ve birleşen dosyaların suç tarihleri ile iddianame düzenlenme tarihleri dikkate alınarak ve kesinleşen (sanık ... hakkında İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/958 Esas ve 2012/1230 Karar sayılı sanıklar ... ve ... hakkında İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/981 Esas 2013/967 Karar sayılı dosyası) dosyaların da asılları veya onaylı örnekleri dosya arasına alınıp incelenerek, sanıkların bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemedikleri, haklarında TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışıldıktan sonra kesinleşmiş mahkumiyet hükümlerinin mahsubu konusu da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’nin müdafileri ile sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, sanıklar hakkında 5015 sayılı yasaya muhalefet ve dolandırıcılık suçları için verilen hükümler bakımından başkaca yönleri incelenmeksizin, tebliğnameye kısmen uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 20/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.