23. Hukuk Dairesi 2015/5683 E. , 2016/3691 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili ...."nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Dava, taraflar arasındaki “Her türlü gayrımenkul, makine değerleme ve kira tespit raporlarının yapılması”na ilişkin hizmet alım sözleşmesinin kusurlu ifasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşme uyarınca davalı edimi olan davacının vereceği kredinin teminatını oluşturacak gayrımenkulün değer takdiri ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davalının edimini kusurlu ifa ettiği ve bu oranda davacının verdiği krediyi tahsil edememesinden kaynaklı zararından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 1.823.310,74 TL"nin(bu miktarın 1.503.310,07 TL"sine 25.04.2012, kalan 320.000,00 TL"sine dava tarihinden itibaren uygulanmak üzere) değişen oranda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK"nın 114. maddesi yollamasıyla sözleşme hükümlerine dayalı tazminat istemlerinde uygulanması gereken aynı Kanun"un 49. madde hükmünde yer alan haksız eylem sorumluluğunda zararın ve zarar ile sorumlu arasındaki nedensellik bağının kanıtlanması gerekmektedir. Henüz zarar gerçekleşmeden açılan davanın reddi gerekir. İşbu davada zararın doğabilmesi için davacının kredi alacağının davalının yaptığı değerlemeye dayanılarak konulan ipotek haricinde asıl borçlu ve kefillerden ve varsa diğer teminatlardan tahsil kabiliyetinin olmadığının sabit olması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı alacağı ile ilgili asıl borçlu ve kefillere yönelik .... sayılı dosyalarında takip bulunduğu belirtilmiş ise de, alacağın bu dosyalardan tahsil kabiliyeti hususunda bir inceleme ve tespit bulunmamaktadır. Ayrıca, davalı tarafça mevzuat gereği ipotek konulmak üzere değer biçilen taşınmazın değerinin tamamı üzerinden değil, belli bir oran üzerinden kredi teminatı olarak kabul edilebileceğine yönelik itirazları da bilirkişi raporunda karşılanmamıştır.
.../...
S.2
Bu durumda mahkemece, bankacılık konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davalı tarafın itirazlarını da karşılar nitelikte, öncelikle zararın doğup doğmadığı yönünden, doğmuş ise miktarı yönünden rapor alınması, bu belirlemeyi yaparken de, bankacılık mevzuatına göre, taşınmaza biçilen 2.610.000,00 TL değere göre verilebilecek kredi miktarı ile taşınmazın gerçek değerine göre verilebilecek kredi miktarı belirlenip, aradaki fark bedelden eğer dava konusu kredi alacağı ile ilgili zarara konu taşınmazla ilgili rehin takibine ilişkin dosya haricindeki diğer takip dosyalarından yapılmış bir tahsilat var ise bu tahsilat taşınmazın davalı tarafça biçilen değerine göre mevzuat uyarınca verilebileceği belirlenen miktarın, kullandırılan toplam kredi miktarı içerindeki oranına göre dikkate alınıp düşülmesi gerekmektedir. Bu inceleme ve araştırma neticesinde alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenecek tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.