Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1893
Karar No: 2019/3172
Karar Tarihi: 08.04.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/1893 Esas 2019/3172 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2019/1893 E.  ,  2019/3172 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi


    KARAR


    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 01.02.2013 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelirden oluşan Kurum tazmini istemine ilişkin olan davada, yargılama aşamasında sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğinin anlaşılması üzerine, davacı vekili tarafından sunulan sunulan ıslah dilekçesi ile, peşin sermaye değerli gelir ve geçici iş göremezlik ödeneğinden oluşan kurum zararının, kusura göre %90’lık kısmının davalıdan tahsili talep edilmiştir.
    Mahkemece, davalı işveren şirketin % 80, dava dışı iş yeri çalışanı ...’ın %10, kazalı sigortalının %10 oranda kusurlu olduğu kabul edilerek, davalı işverenin toplamda %90 kusuruna isabet eden gelirin kusur karşılığına hükmedildiği anlaşılmakla, geçici iş göremezlik ödeneği yönünden ise usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, fazlaya ilişkin bu talebin reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
    1-5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
    Eldeki davaya konu somut olayda, kazalının dava dışı RTL Sosyal Hizmetler Gıda İnş. Nak. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde çalışmakta iken, davalı ... ile dava dışı RTL Sosyal Hizmetler Gıda İnş. Nak. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. Arasında imzalanan 15.05.2011 tarihli, personel destek-temizlik hizmetleri sözleşmesi kapsamında, davalı ...’ne ait iş yerinde çalışırken, 01.02.2013 günü, mesai bitimine doğru, depoda bulunan ve kullanılmayan dolapları evine götürmek için şirket yetkilisinden izin alması üzerine, diğer iş yeri çalışanı .... ile birlikte, merdivenden çıkarmaya çalıştıkları dolabın sigortalı kazalı ...’ın ayaklarının üzerine düşmesi sonucu yaralandığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece hükme esas alınan 06.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davalı işveren şirketin % 80, dava dışı iş yeri çalışanı ...’ın %10, kazalı sigortalının %10 oranda kusurlu olduğu kabul edilerek, davalı işverenin toplamda %90 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
    Kusur oranlarının saptanmasında, ihlal edilen mevzuat hükümleri belirlenirken, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkatin de neler olduğunun eksiksiz bilinmesinde, kusur raporuna ve dava dosyasına yansıtılmasında yasal zorunluluk vardır. Bu kapsamda öncelikle maddi olgu tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
    Eldeki davada, kazalı sigortalıya dolabın taşınması konusunda yardımda bulunduğu anlaşılan dava dışı iş yeri çalışanı ... ’ın %10 oranında kusurlu olduğu kabul edilmişse de, söz konusu çalışanın, kaza olayının meydana gelmesindeki etkisi ayrıntılı bir şekilde araştırılmalı, aksi halde kusursuz olarak kabul edilmelidir.
    2-Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanun"un 21 ve 12"nci maddeleridir.
    5510 sayılı Kanun"un 12. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde, ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da iş yeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı sorumluluğun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması ya da anahtar teslim iş olduğu ibaresinin konulmuş olması; bu sözleşmenin tarafı olmayan Kurumu bağlamaz.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, madde anlamında bir alt işverenlik, dolayısıyla dayanışmalı sorumluluk söz konusu olmayacaktır. Benzer şekilde, işveren kendisi sigortalı çalıştırmaksızın işi bölerek, ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı), asıl işveren olmayacağından, alt - asıl işveren ilişkisi de bulunmayacaktır. Burada önemli olan yön “devir” olgusudur. Devirden amaçlanan, yapılmakta olan işin, bölüm ve eklentilerinden tamamen bağımsız bir sonuç elde etmeye yönelik, işi alana bağımsız bir işveren kimliği kazandıracak bir işin devridir. Diğer iş yerlerinde sigortalı çalıştırması nedeniyle “işveren” sıfatına sahip olan kişi, devredilen iş dolayısıyla işverenlik sıfatına sahip olmadığı için asıl işveren olarak sorumlu tutulamayacaktır. Aynı şekilde, işi alan kişinin de işverenlik sıfatını, alınan işte ve o iş nedeniyle sigortalı çalıştırması sonucunda kazanmış olması aranacaktır. Alınan işte sigortalı çalıştırmayıp, tek başına işi yürüten kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Bu kimsenin diğer bir takım iş yerlerinde çalıştırdığı sigortalılar nedeniyle kazandığı işverenlik sıfatının sonuca etkisi ise bulunmamaktadır.
    Alınan iş, işverenin asıl işinin bölüm ve eklentilerindeki işin bir kesimi veya yardımcı işler kapsamında bulunmalıdır. Diğer bir anlatımla, bir işverene ait iş yerindeki üretim sürecine, başka bir işverenin dahil olması durumunda “aracıdan” söz edilebilecektir. Asıl işverenden alınan iş, onun sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir nitelik taşımaktaysa, işi alan kimse alt işveren değil, bağımsız işveren sayılacaktır. Bu noktada belirleyici yön; yapılan işin, diğerinin yardımcı parçası olup olmadığıdır. İş yerindeki üretimle ilgili olmayan ve asıl işin tamamlayıcı niteliğinde bulunmayan bir işin üstlenilmesi durumunda aracıdan söz etme olanağı kalmayacak ve ortada iki bağımsız işveren bulunacaktır.
    İşin bütünü başka bir işverene bırakıldığında, iş anahtar teslimi verildiğinde veya işveren kendi iştigal konusu olmayan bir işi kendisi sigortalı çalıştırmaksızın bölerek ihale suretiyle farklı kişilere vermişse, iş sahibi (ihale makamı) Yasanın tanımladığı anlamda asıl işveren olmayacağından, bir alt-üst işveren ilişkisi bulunmayacaktır.
    Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dava dışı RTL Sosyal Hizmetler Gıda İnş. Nak. Tur. San. ve Tic.Ltd.Şti. ile davalı şirket arasında imzalanan 15.05.2011 tarihli, personel destek-temizlik hizmetleri sözleşmesi kapsamında, dava dışı RTL Sosyal Hizmetler Gıda İnş. Nak. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, davalı işverenin temizlik işlerini temin ettiği görülmekle, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, taşeron olduğu anlaşılan dava dışı RTL Sosyal Hizmetler Gıda İnş. Nak. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı şirket arasındaki ilişki nazara alınmak suretiyle, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden tarafların kusur oran ve aidiyetlerini irdeleyecek şekilde, yeniden kusur raporu alınmalı sonucuna göre karar verilmelidir.
    3-Diğer yanından davacının dosyaya sunulu ıslah dilekçesi kapsamında, geçici iş göremezlik ödeneği yönünden talebi irdelenerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 08.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi