Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4364 Esas 2021/2912 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4364
Karar No: 2021/2912
Karar Tarihi: 18.03.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/4364 Esas 2021/2912 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, davacının davalı şirkette kabin amiri olarak çalıştığını, mobbing uygulanarak normal uçucu personel pozisyonuna alındığını ve kısmi emeklilik hakkını kazandığı için haklı olarak istifa ettiğini belirtmiştir. Davacı, kıdem tazminatı talebiyle dava açarken, mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, Türk Borçlar Kanunu'nun 431-438. maddeleri gereği makul bir tazminat talebinde bulunulabileceğini belirtmiştir. Mahkeme ise, davacının istifasının hizmet sözleşmesindeki hükümler değerlendirilerek haklı olup olmadığı araştırılması gerektiği ve tazminat hakkı yönünden bir değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda Türk Borçlar Kanunu'nun 393. ve devamı maddelerindeki hizmet akdine dair düzenlemeler yer almıştır.
3. Hukuk Dairesi         2020/4364 E.  ,  2021/2912 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı şirkette 01.11.2001 tarihinde kabin amiri olarak çalışmaya başladığını, mobbing uygulanarak kabin amirliğinden normal uçucu personel pozisyonuna alınması ve çalışma süresi itibariyle kısmi emeklilik hakkını da kazanması nedeni ile 01.11.2012 tarihinde haklı olarak istifa ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL. kıdem tazminatının fesih tarihinden itibaren en yüksek faizi ile tahsilini istemiştir.
    Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davacının yapmış olduğu sözleşmelere göre İş Kanununa tabi olmadığı, Borçlar Kanunu yönünden de kısmi emekliliğin haklı fesih oluşturmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından ispat edilemeyen davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 07/12/2017 tarihli, 2015/26759 esas, 2017/12218 karar sayılı ilamıyla "...taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu"nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir hizmet sözleşmesi söz konusu olduğundan, TBK"nın 431-438. maddelerine dayanarak makul bir tazminat talebinde bulunabilir. Bu nedenle mahkemece, öncelikle davacının istifasının sözleşme hükümleri değerlendirilerek haklı olup olmadığı hususu araştırılıp incelenmeli ve Türk Borçlar Kanununun 431-438. maddelerinde düzenlenmiş olan tazminat hakkı yönünden bir değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece; bozmaya uyulmasına karar verilerek, davacının, davalı ile yapılan iş akdini emeklilik aylığı almak için feshetmesinin; dürüstlük kuralları gereği hizmet sözleşmesinin sürdürülmesinin kendisinden beklenmeyecek derecede çekilmez hale geldiği ve hizmet sözleşmesinin devamı halinde tehlike içerisinde olduğu ve güven ilişkisinin temelinden sarsılması niteliğinde bulunmadığından istifanın haklı olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 393. ve devamı maddelerinde düzenlenen hizmet akdinden kaynaklanmakta olup, davacının 15 yıl çalışma ve 3600 gün prim ödeme şartını doldurduğu, fakat yaşı nedeniyle emekli olamadığı anlaşılmışsa da, emekliliğe hak kazanması gerekçesiyle, emekli olma yaşına kadar geçecek süreyi yasal olarak çalışmadan tamamlama hakkı bulunduğundan, istifası haklı nedenle hizmet akdini fesih olarak kabul edilmelidir. Davacı, 4857 sayılı İş Kanunun 4. maddesinde yer alan açık hüküm nedeni ile taraflar arasındaki akdi ilişkiye İş Kanunu hükümleri uygulanamayacağından, İş Kanunu’nda düzenlenmiş olan tazminatları isteyemezse de, taraflar arasında Türk Borçlar Kanunu’nun 393 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir hizmet sözleşmesi söz konusu olduğundan, T.B.K.nun 431-438. maddelerine dayanarak makul bir tazminat talebinde bulunabilir. Mahkemece, Borçlar Kanununun 431-438. maddelerinde düzenlenmiş olan tazminat hakkı yönünden değerlendirme yapılarak, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.