Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/18480 Esas 2019/3169 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18480
Karar No: 2019/3169
Karar Tarihi: 08.04.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/18480 Esas 2019/3169 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/18480 E.  ,  2019/3169 K.

    "İçtihat Metni"

    ......


    Dava ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Türk Medeni Kanununun 599. maddesi hükmü uyarınca; miras, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibarı ile hak sahibi olurlar. Türk Medeni Kanunun 640. maddesi hükmü gereğince birden çok mirasçının bulunması halinde, mirasın intikaliyle paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Böylece, mirasçılar terekeye elbirliği mülkiyeti ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Türk Medeni Kanununun 701/2. maddesi hükmüne göre, elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygındır. Bir başka ifadeyle, tereke üzerindeki hak sahipliği ortaklardan tek başına hiçbirine ait olmayıp hak sahibi olan ortaklıktır.
    2-Bu yasal düzenlemelere göre, miras ortaklığı mirasın tümü üzerinde söz konusu olduğundan, terekedeki paylar ayrılmaksızın ortaklığa dahil olan mirasçılara aittir. Tereke üzerinde ortaklık devam ettiği sürece, mirasçıların terekeye giren mallar (menkul-gayrimenkul) üzerinde somut ve bağımsız payları mevcut değildir.
    3-Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları gereği usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır (HMK m.114/1-d). Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
    Eldeki davada; davacıların murisi......sicil sayılı dosyada işlem gören iş yerinin, 1997 yılının 11. ve 12. ayları ile, 1998 yılı 01-12, 1999 yılı 01-12. dönemlerine ait prim borçlarından mütevellit ödeme emrinin iptali talebiyle, davacılar vekili tarafından açılan davada, Mahkemece, davacı vekiline, ...... yönünden vekaletname sunulması için verilen kesin süre içerisinde, vekaletname sunulmaması nedeniyle, davanın ... yönünden açılmamış sayılmasına, ..., ..., ..., ..., ... yönünden davanın Kabulü ile davalı Kurum tarafından düzenlenen 2012/17636 takip numaralı ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
    Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, Mahkemece, davacılar murisi .....veraset ilamına göre, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak davada yer almaları sağlanmalı ve mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa miras şirketine temsilci tayin ettirilerek vekaletname alınmalı, davanın takibi sağlanmak suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum avukatının, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    .......


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.