16. Hukuk Dairesi 2016/2085 E. , 2018/4518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
... sonucu ... İlçesi, .... Köyü çalışma alanında bulunan 137 ada 102 parsel sayılı 4.387,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., adına kayıtlı 120 ada 13 parsel sayılı taşınmazın doğu sınırında bulunan ve paftasında dere olarak görünen taşınmaz ile çekişmeli 137 ada 102 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü hakkında kendi zilyetliğinde bulunduğu iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 137 ada 102 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişileri... ve...."in 12.10.2015 tarihli raporuna ek krokide kroki 1 de 102/A-B olarak belirtilen bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline, kalan kısmın kayıt maliki üzerinde bırakılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece temyize konu çekişmeli 137 ada 102 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de yapılan keşif, uygulama ve toplanan deliller karar vermeye yeterli değildir. Dava, ... öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Hal böyle olunca davacı yanın çekişmeli taşınmaz üzerinde ... tespitinin yapıldığı tarihe kadar 20 yılı aşkın süreyle malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerekir. Mahkemece keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ile davacı tanıklarından bir kısmı taşınmazın davacının babasından itikalen geldiğini ve davacıya ait olduğunu, bir kısmı taşınmazı davacı ve davalıyı kulanırken görmediklerini, bir kısmı ise hem davalıyı hem de davacıyı taşınmazı kullanırken gördüklerini ifade etmişlerdir. Mahkemece karar verilmeden evvel açıklanan bu çelişkiler giderilmemiş, hangi tanık beyanına ne sebeple üstünlük tanındığı açıklanmaksızın hüküm kurulmuştur. Eksik araştırma, inceleme ve değerlendirme ile karar verilemez. O halde, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için mahallinde, yöreyi iyi bilen, tarafsız ve olabildiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarına çekişmeli taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, taşınmazın davacı tarafın miras bırakanından geldiği belirlendiği takdirde taşınmazın paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya geçip geçmediği araştırılmalı, miras bırakandan herhangi bir şekilde davacı tarafa düştüğü kanıtlandığı takdirde, davacının aktif dava ehliyetine sahip olduğu kabul edilerek davaya devam edilmeli, aksi takdirde miras bırakanın davacı haricinde başka mirasçılarının da bulunduğunun belirlenmesi halinde bir mirasçının tek başına 3. kişi olan davalıya karşı dava açma ehliyetinin bulunmadığı göz önüne alınmalı bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.