20. Hukuk Dairesi 2018/304 E. , 2018/4970 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 128 ada ... parsel sayılı 485468,60 m² yüzölçümündeki taşınmaz, ... niteliğinde ... adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir.
Aynı çalışmada ... köyü 130 ada ... parsel sayılı taşınmaz ise 551921 m² ... vasfıyla ... adına tespit edilmiş, kadastro tespitine itiraz edilmesi sonucu kadastro mahkemesnin 2009/175 E. sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı sonucu ... vasfıyla 18/01/2011 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ..., 520 ada ... sayılı parselin kuzeyinde kalan kendisine ait taşınmazın ... içinde bırakıldığını, bu yerin kendisine atalarından kaldığını ileri sürerek, bu bölüme ait tapunun iptaliyle adına tescili istemiyle dava açmış, dava konusu yerin 128 ada ... sayılı ... parseli içerisinde kaldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli 128 ada ... parsel sayılı 13446,47 m² yüzölçümlü ... vasfındaki taşınmazın tapu kaydının iptaliyle aynı ada, parsel, cins ve yüzölçümü altında davacı Celal oğlu ... adına tesciline karar verilmiş, hükmün davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 10/04/2014 gün ve 2013/7650 E. - 2014/4341 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma karrında özetle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davaya konu olan bölümünün ... sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Davacı zilyetliğe dayandığına göre Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar-ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, en eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritaları ile kadastro tesbit tarihinden 15 - ...yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece, anlatılan biçimde bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
O halde; dava konusu taşınmazın ... sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen .../5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile MK’nın 713. maddesine dayanılarak açılan davalarda dava tarihinden, kadastro tespitine itiraz davalarında ise tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - ...yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç ... yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın .../06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan ... (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem .../5000 ve hem de .../25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır. Dava konusu taşınmazın ... sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise davacı ve murislerinin ayrı ayrı ve eklemeli zilyetlik sürelerinin ne olduğu açıkça belirlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/.... maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümleri gözönünde bulundurularak adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tesbit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bundan ayrı, taşınmazın kabul kararı verilen bölümü hakkında "aynı ada, parsel, cins ve yüzölçümü ile davacı adına tapuya tesciline" şeklinde hüküm kurulması da doğru değildir. Tarım arazisi olduğu kabul edilen taşınmazın ... niteliği ile davacı adına tescili söz konusu olamaz. "Kabul kararı verilecek olan bölümün halihazırdaki niteliği ve yüzölçümü keşifte belirlenip, fen bilirkişi rapor ve krokisine atıf yapılarak, aynı adanın en son parsel numarası verilmek üzere yüzölçümü ve niteliği de belirtilerek hüküm kurulmalıdır." gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası dosyanın temyize konu 2009/103 E. sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen 2014/242 E. sayılı birleştirilen dosyada davacı ..., 13/05/2011 tarihli dava dilekçesi ile Maden ilçesi, ... köyünde kadastro tespiti çalışmaları yapıldığı sırada 130 ada ... parsel sayılı taşınmazın ... vasfıyla ... adına tespit edildiğini, taşınmazı uzun yıllardır malik sıfatıyla zilyet olarak kullandığını, taşınmazın kendi adına tescilini talep etmiş,
Mahkemece davanın kabulü ile 64194 m² kısmın davacı ... adına tesciline dair karar verilmiş, hükmün ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 10/04/02014 gün ve 2013/5590 E. - 2014/4342 K. sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece çekişmeli taşınmazın davaya konu olan bölümünün ... sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. ... araştırması kanı uyandırmadığı gibi, dosyaya yansıyan bilgilerden davacının davaya konu yerde ekonomik amacına uygun bir zilyetliğinin bulunmadığı izlenimi de doğmaktadır. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar soyut anlatımlarda bulunmuşlardır. Tarım bilirkişisi ise raporunda taşınmazın davaya konu bölümünde toprak işlemesi yapılmadığı, % 5 - 35 eğimli bir arazi vasfından olduğu, az bir bölümü üzerinde son ...- ...yılda toprağın işlendiği, alan üzerinde mera bitkileri ile yer yer çalı, alıç ve meşe ağaçları bulunduğu, bazı yerlerde bu ağaçların sökülmüş, kuru enkazlarının mevcut olduğundan söz etmiştir...” denilerek hüküm araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Bozma sonrası dosyanın temyize konu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Temyize konu 2009/103 E. sayılı dosya davacısı ... 30/07/2009 tarihli dava dilekçesi ile kendisine ait tarım arazilerinin 128 ada ... ve 130 ada ... sayılı ... parselleri içerisinde burakıldığını belirterek bu taşınmazların adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece birleştirilen dosyalar üzerinden yapılan yargılama sonucu davacıların davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun .... maddesi hükmüne göre ... kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere ayrı ayrı yükletilmesine .../06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.