Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/20504
Karar No: 2020/12564
Karar Tarihi: 19.10.2020

Yaralama - hakaret - Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/20504 Esas 2020/12564 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2020/20504 E.  ,  2020/12564 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Yaralama, hakaret
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    KARAR

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süreleri ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteklerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir;
    Ancak;
    1- Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövmek fiilini oluşturması gerekmektedir. Somut olayda sanığın katılan ...’e hitaben: “kel doktor” şeklindeki ve kaba hitap tarzı niteliğindeki sözlerin, katılanların onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmaması nedeniyle katılan ...’e yönelik hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden mahkumiyet hükmü kurulması,
    2- Katılan ...’in, sanığın kendisine kalem fırlatmak şeklinde eylemi olduğunu belirttiği, bu iddianın tanıklar tarafından da doğrulandığı ancak, kalemin katılana isabet edip etmediği ve onu yaralayıp yaralamadığına yönelik beyan bulunmaması karşısında; bu husus ve katılana ait tıbbi rapor alınıp alınmadığının araştırılarak sonucuna göre, yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde, TCK’nın 35. maddesinde düzenlenen teşebbüs hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
    Kabule göre de;
    a) Sanığın katılan hemşire ve sonrasında katılan doktora hitaben hakaret içerikli sözler söylemesi şeklinde gelişen olaylar karşısında; sanığın mağdurlara yönelik, TCK’nın 125/3-a-4 ve 43/2. maddelerinde düzenlenen zincirleme tek hakaret suçunu işlediği gözetilmeden sanık hakkında iki ayrı hakaret suçundan hüküm kurulması,
    b) TCK"nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmekte olup sanığın hakaret kabul edilen sözlerinin hastanenin acil servisinde söylendiğinin iddiası karşısında; eylemin tam olarak nerede gerçekleştiği belirlenmeden yetersiz gerekçe ile sanık hakkında TCK’nın 125/4. maddesi uygulanmak suretiyle fazla ceza tayini,
    c) Adli sicil kaydında tekerrüre esas sabıkası bulunmayan sanık hakkında, hakaret ve yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinde, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden seçimlik cezalardan hapis cezasının tercih edilmesi,
    d) Lehe hüküm talebi olan sanık hakkında, TCK’nın 62. maddesi kapsamında takdiri indirim nedenlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
    e) Sanığın adli sicil kaydında sabıkasının bulunmaması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,
    f) Sanık hakkında yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde, hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesi nedeni ile TCK’nın 53/4. maddesi gereği hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    g) Sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinde, cezaların alt sınırdan belirlenmesine rağmen ayrı gerekçe gösterilmeden ertelemedeki denetim süresinin üst sınırdan belirlenmesi sureti ile çelişki yaratılması,
    Kabule göre bölümünün (b) numaralı bozma sebebine uyulması halinde:
    17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiştir.
    Ancak bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, 7188 sayılı Kanun"un 31. maddesiyle, 5271 sayılı CMK"ya eklenen geçici 5. maddenin (d) bendi ile: "01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." hükmü getirilmiştir.
    Konuyu somut norm denetimi yoluyla inceleyen Anayasa Mahkemesi (25/06/2020, 2020/16, 2020/33; R.G. 19/08/2020, Sayı:31218), sözü geçen geçici 5/d maddesindeki hükmün, "kovuşturma evresine geçilmiş" ibaresinin aynı bentte yer alan, "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa"nın 38. maddesine aykırı görerek iptaline karar vermiştir.
    Anayasa Mahkemesi kararında, hükme bağlanmış dosyalarla ilgili iptale karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı Kanun"un 2/1-(f) maddesince hükme bağlanmış dosyalarda ilgili olarak kovuşturma evresinin kesinleşmeye kadar devam etmesi ve aynı Kanun’un 251/3. maddesi gereği mahkumiyet hükmü verildiği takdirde sonuç cezadan dörtte bir indirim öngörülmesi, bu durumunda temyiz incelemesi devam eden dosyalar bakımından lehe düzenleme getirmesi karşısında,
    Anayasa Mahkemesinin iptal kararında; sanık lehine getirilen yeni düzenlemenin, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesi gereğince, 5271 sayılı CMK’ya eklenen geçici 5. maddesi ile “kovuşturma evresine geçilmiş” dosyalar bakımından uygulanması gerektiğine işaret edildiğinden, temyiz incelemesi yapılan ve 5271 sayılı CMK"nın 251/1 maddesi kapsamına giren suçlar yönünden; Anayasa"nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK"nın 7 ve 5271 sayılı CMK"nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ile O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi