18. Hukuk Dairesi 2015/964 E. , 2015/5023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca,... Mahallesi 252 ada 28 ve 34 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu karar vermeye elverişli değildir.
Şöyle ki;
1-Bilirkişi kurulunca emsal alınarak incelenen ... Mahallesi 640 ada 12 parsel sayılı taşınmazın geri çevirme üzerine dosyaya getirtilen 16.06.2009 tarihli satış akit tablosuna göre 4/75 hissesinin 88.000 TL bedelle satılmış olduğu, satış ve birleştirme ile 434/1500 hisse meydana geldiği halde 88.000 TL"nin 434/1500 hissenin satışı olarak kabul edilerek hesaplama yapan rapora göre hüküm kurulmuş olması,
2-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu 28 parsel üzerinde yer alan duvarın 30-35 yıllık olduğu buna göre %40 oranında yıpranma payı düşülmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, hesaplama hatası yapılarak yıpranma payı düşmeyen bilirkişi kurulu raporuna göre yüksek bedel belirlenmiş olması,
3-Dava konusu 28 parsel sayılı taşınmazın tamamı 694m² olup, davacı idarece 601m² lik kısmının kamulaştırılması talep edilmiş, bilirkişi kurulunca da 601m² lik kısmı ile ilgili olarak bedel tespit edilmiş olmasına rağmen, tapu maliklerinin kamulaştırılan alanda bulunan hisselerinin iptali ile davacı idare adına tescili yerine infazda tereddüt meydana getirecek şekilde dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş olması,
4-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Yasa koyucu da bu hak ihlalini dikkate alarak 6459 sayılı Kanunun 6. maddesi ile 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ile tescil davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.