22. Hukuk Dairesi 2017/9945 E. , 2018/4894 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini beyan ederek, ihbar tazminatı ile asgari geçim indirimi, ücret alacağı, fazla mesai ve hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Davacı aylık net 2.000,00 TL ücret ile çalıştığını iddia etmiş, davalı taraf ise 1.000,00 TL ücretle çalıştığını savunmuştur. Mahkemece davacının aylık brüt 2.251,85 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek hükme esas alınmıştır. Davacının imzasını içermeyen davalı işyeri kayıtlarında 1.000,00 TL olarak belirtilmekle birlikte, ücrete ilişkin emsal ücret araştırması ise yapılamamıştır. Bu durumda yapılacak iş davacı işçinin yaptığı iş, meslekte geçirdiği süre, işyerindeki kıdemi, meslek ünvanı, önceki aylara ilişkin banka yolu ile yapılan ücret ödemeleri düzeyi de esas alınarak ilgili meslek odalarından, sendikalardan ve işçi ve işveren kuruluşlardan emsal ücretin ne olabileceği araştırmalı, Türkiye İstatistik Kurumu"nun resmi internet sitesindeki “Kazanç Bilgisi Sorgulama” kısmındaki bilgiler de dikkate alınarak; tanık beyanları, davacının işyerindeki pozisyonu, görevi de araştırılarak davacının alabileceği ücret dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin ücret alacağı bulunup bulunmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Davacı davalı işyerinde 11 ay çalıştığını kendisine hiç bir ücret ödemesi yapılmadığını beyan etmiş; Mahkemece ise, davacının aylık ücret ödemelerinin çalışma süresince yapılmadığı kabul edilmiş ise de yeterli araştırma yapılmamıştır. Her en kadar davacı adına düzenlenen bordrolar imzasız ise de; dosyada bir kısım makbuzların olduğu, davacı adına kesildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususun araştırılarak söz konusu makbuzların ücret ödemesine mahsuben verilip verilmediğinin tespit edilerek neticeye göre yeniden karar vermesi gerekmektedir. Mahkemece eksik araştırma ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık ise davacının fazla mesai ve hafta tatili alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık beyanları esas alınarak, davacının haftalık 12 saat fazla mesai yaptığı yine ayın tüm hafta tatillerinde çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Ancak kabul edilen bu hesaplamanın dosya içeriğine uygun olmadığı anlaşılmıştır. Şöyle ki; davacı tanıklarının davalı işyeri çalışanı olmadığı, davalı tanık beyanlarından ise; işyerindeki çalışma saatlerine göre fazla çalışma yapılmadığı gibi hafta tatilinde de çalışılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda ispat yükümlülüğü üzerinde olan davacı tarafın fazla çalışma ve hafta tatilinde çalışma yaptığı kanıtlanamadığından söz konusu alacakların reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
H.Y.D.