Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8355
Karar No: 2016/3681
Karar Tarihi: 15.06.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/8355 Esas 2016/3681 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/8355 E.  ,  2016/3681 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :...)
    Vek. Av. ...

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescile ilişkin asıl, alacağa ilişkin birleşen davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı ... vekilince duruşmasız, asıl ve birleşen davada davalı .... vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davada davalı ... ve vekili Av. ... gelmiş, diğer taraflardan gelen olmadığından, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -
    Asıl davada davacı vekili, kooperatif üyesi olan müvekkiline kur"a ile isabet eden F blok 2 no"lu bağımsız bölümün davalı ... tarafından davalı ..."e satıldığını, davacının edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuş; birleşen davada ise, taşınmazın davalı ..."in borcu nedeniyle cebri icra yoluyla satıldığını ileri sürerek, kooperatife ödenen 175.000,00 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah ile, güncellenmiş değer olan 250.901,63 TL"nin tahsilini talep etmiştir.
    Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, F Blok 2 no"lu bağımsız bölümün, davacının, davaya konu taşınmaz için ödemiş olduğu 175.000,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar tarihine en yakın tarihteki güncellenmiş bedeli üzerinden mağdur olduğu, davalı kooperatifin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre bu bedeli davacıya iade etmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 250.901,63 TL"nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, asıl ve birleşen davada davalılar ... ve kooperatif vekillerince temyiz edilmiştir.
    1- Asıl ve birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz istemi yönünden;
    6217 sayılı Kanun"un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 18.07.1981 tarih 2494 sayılı Kanun ile değişik 434/3. maddesi, temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödeneceğini; bunların eksik olduğunun tespiti halinde, kararı veren hakim veya mahkemenin başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazgeçmiş sayılacağı .../...
    S.2

    hususunun temyiz edene yazılı olarak bildirileceğini ve verilen süre içerisinde tamamlamadığı takdirde kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verileceğini hükme bağlamıştır.
    Somut olayda muhtırada açıkça belirtilmesine rağmen, davalı tarafça masraf yatırılmamıştır.
    Kararın temyiz edilmemiş sayılmasına mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 tarihli ve ...sayılı İnançların Birleştirme Kararına göre Yargıtay tarafından da karar verilebileceği benimsenmiş olduğundan, asıl ve birleşen davada davalı ... vekilince, kararın HUMK"nın 434/son maddesi uyarınca temyiz edilmemiş sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Asıl davada davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    a) 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/3. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9.madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
    Öte yandan, kooperatif ile ortağı arasındaki ortaklık ilişkisinden doğan davaların 1163 sayılı Kanun"un 99. maddesinde ticari dava olduğu kabul edilmiş ise de, münhasıran asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu öngörülmemiştir. Buna göre dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü niteliğinde ve münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerden değil ise, davalı tarafça bu yönde ve süresinde bir itiraz olmadığı sürece bu husus re"sen dikkate alınamaz ve asliye hukuk mahkemeleri 01.10.2011 tarihinden önce açılan davalarda miktar yönünden görevli ise, bu tarihten sonra açılan davalarda davanın niteliğine göre görevli ise davaya bakmalıdır.
    Somut olayda, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5/3. maddesinin yürürlükte olduğu dönemde 21.07.2010 tarihinde açılan ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesine göre münhasıran ticaret mahkemesinin görevli olmadığı bu asıl davada, davalı tarafça iş bölümü itirazında bulunulmadığı ve Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olduğu gözönünde bulundurulduğunda, mahkemenin müddeabihin değerine göre davaya bakmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalara göre asıl davada davalı kooperatif vekilinin, mahkemenin görevine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b) Asıl dava; tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    HMK"nın 297. maddesinin 2. fıkrası " Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü içermektedir.



    .../...

    S.3

    Harç yatırılarak açılmış davalar daha sonra birleştirilseler de, esas itibariyle bağımsızlıklarını korurlar. Bu itibarla asıl ve birleşen davadaki talepler hakkında ayrı ayrı hüküm tesisi gerekirken, asıl dava yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.
    3- Birleşen davada davalı kooperatif vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    a) Birleşen dava, kooperatife yapılan ödemelerin tahsili istemine ilişkindir.
    6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
    Birleşen dava, 01.07.2012 tarihinden sonra, 02.07.2012 tarihinde açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
    Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen davada davalı kooperatif vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b)Birleşen davada davacı vekilince, müvekkiline tahsis edilen konutun, davalı ..."in borcu nedeniyle satılmış olmasından ötürü, ödediği miktarın tahsili istenmiştir.
    Birleşen davada davacı, kooperatif üyeliğinden ayrıldığını ileri sürmediğine göre talebin, kendisine konut tahsis edilmeyen kooperatif ortağının tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekir.
    Bir yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkansızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Ortağın tüm ödemelerini yapmış olduğu belirlenirse verilecek tazminat miktarı emsal bir konutun dava tarihi itibari ile değeridir. Ödemelerin eksik yapılmış olması halinde ise Yargıtay"ın yerleşik uygulamasına göre tazminat hesaplama ilkesi aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir.
    a-Önce ortaklara tahsis edilen konutun dava değeri itibariyle rayiç değeri hesaplanmalıdır.
    b-Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar ( toptan eşya fiyat endeksi " TEFE" artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak güncel değeri bulunmalıdır.
    c-Bundan sonra yukarıda (a) maddesinde bulunan değerden (b) maddesinde bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır.
    .../...

    S.4

    d- Bunu takiben eksik ödeme yapan davacı ortağın ödentileri (b) maddesindeki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı güncelleştirilmelidir.
    e- Bu hesaplamalardan sonra normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (b) maddesinde bulunan ödemelerinin güncel değerinin karşılığı yine yukarıda (c) maddesinde bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre davacının (d) maddesinde eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yararlanması gerektiği orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak (d) maddesinde bulunan miktar (c ) maddesinde bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan rakamın (b) maddesinde bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktarın (d ) maddesinde bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar davacı ortağın davalı kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar tutarıdır.
    Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 40. maddesi uyarınca .... Memurluğu"ndan, mümkün olmazsa anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca ....nden kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri celbedilip, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri, kur"a tutanakları ile dava konusu taşınmazın tapu kayıtları ilgili tapu müdürlüğünden celp edilmek suretiyle incelenerek, yukarıda açıklanan formüle göre davacının talep edebileceği tazminat miktarı hususlarında açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Öte yandan; kabulüne karar verilen alacağın 175.000,00 TL"sine dava tarihinden itibaren, kalan kısım için ise ıslah tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ıslah edilen alacağın tamamı için dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, asıl ve birleşen davalarda davalı ... vekilince, kararın HUMK"nın 434/son maddesi uyarınca TEMYİZ EDİLMEMİŞ SAYILMASINA, (2-a) ve (3-a) bentlerinde açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekilinin, asıl davada mahkemenin görevine ilişkin, birleşen davada diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-b) ve (3-b) bentlerinde açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün, davalı kooperatif yararına BOZULMASINA, asıl ve birleşen davada davalı kooperatiften peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi