Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/11184 Esas 2018/3872 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11184
Karar No: 2018/3872
Karar Tarihi: 23.05.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/11184 Esas 2018/3872 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, davalı şirket adına tescilli tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etti. Davalı ise müvekkilinin tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik niteliği bulunduğunu savundu. Mahkeme, davacı tarafından Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/15 Esas sayılı dosyasında YİDK'nın kararının iptali konusunda dava açılmış olduğunu ve bu davanın işbu hükümsüzlük davasından önce açıldığından dolayı hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdi. Ancak mahkemece davacının hükümsüzlük davasını açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ve karar davalı yararına bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri: Fikri Sınai Haklar Kanunu'nun 45. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 1. maddesi, 411. maddesi ve 458. maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2016/11184 E.  ,  2018/3872 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/06/2016 tarih ve 2013/101-2016/94 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirket adına TPE nezdinde 2010/06496 tescil nolu desen isimli çoklu tasarımların tescil tarihinden çok daha önce müvekkili şirket ve başkaca şirketler tarafından yurt içinde ve yurt dışında kamuya sunulmuş olduğunu, yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığını ileri sürerek davalı adına tescilli tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik niteliğinin bulunduğunu, davacıya ait markalarda bulunan logo ve dizaynların farklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından Ankara 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/15 Esas sayılı dosyasında YİDK"nın kararının iptali konusunda dava açılmış olduğu, davacı ve davalının aynı olduğu, dava konusunun 2010/06496 sayı ile desen tasarımı için TPE"ye YİDK"nın tescile ilişkin kararın iptaline ilişkin olduğu yapılan yargılama sonunda YİDK kararının başvuru kapsamındaki 01- 03 ve 11 sıra sayılı tasarımlar dışında kalan tüm tasarımlar bakımından kısmen iptaline karar verildiği, kararın kesinleşmiş olduğu, bu davanın işbu hükümsüzlük davasından önce açıldığı, diğer mahkemece verilen kararın kesin hüküm teşkil edip aynı tasarıma ilişkin yeniden değerlendirme yapılmasının usule aykırı olacağı gerekçesiyle dava konusu tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin talep konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece, dava konusu tasarım hakkında Ankara 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/15 Esas sayılı dava dosyasındaki 08.10.2013 tarih 2015/177 sayılı kesinleşen kararı ile TPE YİDK kararı iptal edildiğinden, işbu hükümsüzlük davasında da taraflar ve dava konusunun aynı olması nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Ancak,....Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde önceki tarihte açılmış ve derdest TPE YİDK kararının iptali davasının bulunması karşısında, henüz başvurunun TPE"nce tesciline dair işlemler kesinleşmeden huzurdaki hükümsüzlük davasının açılmasının erken açılmış dava niteliğinde bulunduğu ve işbu hükümsüzlük davasının öncekinden bağımsız bir dava şeklinde açılması nedeniyle terditli bir talep olarak da nitelendirilemeyeceği halde, mahkemece davacının hükümsüzlük davasını açmakta haklı olduğundan bahisle davacı yararına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 23/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.