11. Hukuk Dairesi 2016/10393 E. , 2018/3857 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/06/2016 tarih ve 2012/52-2016/475 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin yetkili hamili bulunduğu çekin kaybolduğunu, ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1320 Esas sayılı dosyasında rıza hilafına elden çıkan çekin iptali için tedbir talepli dava açıldığını, davalının çekin elinde olduğunu beyan etmesi üzerine işbu istirdat davasının açıldığını, dava konusu çekin müvekkili elinden rızası hilafına çıktığını, müvekkil şirket temsilcisi ve imza yetkilisinin ... olduğunu, bu kişinin aynı zamanda davalının eski eşi olduğunu, davalı tarafça sunulmuş olan çekin arkasındaki imzanın da müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, davalı tarafın çekin yetkili hamili olmadığını ileri sürerek davaya konu çekin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu çekin diğer yetkili ... tarafından ciro ve tahsil edilmek üzere müvekkiline verildiğini, davacının iddialarının kötü niyetli olduğunu, davacı şirket yetkilisi ..."nun şirket hesabına alınmak ve daha sonra tekrar ödenmek üzere müvekkilinden 100.000 Euro borç para aldığını, müvekkilinin eşi olan şirket yetkilisini kırmayıp 100.000 Euro parayı çekip elden verdiğini, ..."nun da dava konusu çeki müvekkiline vererek, vadesi geldiğinde ciro edip bankaya ibraz ederek tahsil etmesini söylediğini, bu tarihlerde taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olmadığından müvekkilinin de çeki alarak zamanı geldiğinde şirketin yetkili temsilcisi olarak cirolayıp kendi kasasına koyduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davalının 22/04/2011 tarih ve 7800 sayılı Ticaret Sicil Gazetesine göre şirket yetkilisi olduğu, dava konusu çekin 08/02/2011 tarihinde dava dışı Cevahir Deri-Ahmet Aydın firmasından alınarak şirket kayıtlarına kaydedildiği, davalının 16/02/2011 tarihinde Garanti Bankasındaki banka hesabından 100.000 Euro para çektiği, 14/02/2012 tarihinde ise çekin tahsil edildiği, davalının bunu şirket yetkilisi (müdürü) olarak yaptığı, şirket hisselerini de 2006 yılında devrettiği, ancak şirket müdürlüğü ve yukarıda belirtilen kıymetli evraklarla ilgili yetkilerinin sona ermediği, her ne kadar davacı tarafça davalının bu konuda istifa dilekçesi verdiği ve şirketi temsile yetkisinin bulunmadığı iddia edilmiş ise de bunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/05/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞIOY
Somut uyuşmazlıkta;
Davacı, lehdarı ve hamili bulunduğu 31.12.2011 tarih 100.000.00 Euro bedelli çekin, 29/11/2011 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde yapılan ilanla şirket müdürlüğünden istifa ettiği duyurulan, eski şirket müdürü davalı tarafından haksız yolla elde edilerek, çeki şirket adına ciro etmek suretiyle bedelini tahsil ettiği iddiasıyla çek bedelinin istirdadını istemiştir.
Davalı ise, şirket müdürlüğünden istifa etmediğini, diğer şirket müdürü olan boşandığı eşinin talebi üzerine şirkete 100.000.00 Euro borç verdiğini, boşandığı eşi ..."unda çeki kendisine alacağına karşılık verdiğini, şirket yetkili müdürü olarak çeki şirket adına kendisine ciro etmek suretiyle bedelini tahsil ettiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş,
Davacı vekilinin temyiz istemi sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilerek karar onanmıştır.
Çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.
Uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken ilk sorun, davalının çekin ciro tarihinde davacı şirket müdürü olup olmadığı, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Ticaret Sicili Gazetesinin 29.11.2011 tarihli nüshasında davalının şirket müdürlüğünden istifa ettiği duyurulmuş ise de, davalı istifa keyfiyetinin gerçek dışı olduğunu savunmuştur.
Bu halde davalının gerçekten istifa edip etmediğinin şirket kayıtlarından araştırılarak tesbiti gerekirken bu hususta mahkemece yeterli bir inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verilmiştir.
Zira yapılacak inceleme sonucunda davalının ciro tarihinde temsil yetkisinin sona erdiğinin anlaşılması durumunda davalı, dava konusu çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğundan bedelinin davalıdan istirdadı gerekecektir.
Yapılacak inceleme sonucunda, davalının ciro tarihinde temsil yetkisi bulunduğunun kabulü halinde ise bu defa davalının müdür olarak, TTK 626 vd. maddelerinde öngörüldüğü şekilde özen ve bağlılık yükümüne aykırı davranıp davranmadığının tesbiti gerekecektir.
Bunun içinde yine şirket kayıtlarında inceleme yapılarak davalının, savunmasında bildirdiği gibi şirkete 100.000.00 Euro borç verip vermediği saptanacaktır.
Mahkemece, tüm bu hususlarda inceleme yapılmamış, eksik inceleme ile yazılı hüküm tesis edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davacının temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.