14. Hukuk Dairesi 2017/4945 E. , 2021/1740 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.06.2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, zorunlu geçit ihtiyacı içinde olduğunu belirterek, müvekkiline ait 117 ada 71 parsel sayılı taşınmazların genel yola bağlanması için, davalılara ait 117 ada 68, 69,70 ve 72 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; Elmalı İlçesi, Salur Mahallesi, 117 ada 71 parsel sayılı taşınmaz lehine; 16/06/2015 tarihli Fen Bilirkişisi raporunda 1. İhtimal olarak düzenlenen şekli ile bilirkişi raporu krokisinde "A" harfi ile gösterilen 117 ada 68 nolu parselden 3 metre genişliğinde 599,45 m2, "B" harfi ile gösterilen 117 ada 72 parsel nolu parselden 3 metre genişliğinde 65,89 m2, toplam güzergah uzunluğu 216,10 m ve toplam 625,34 m2 büyüklüğündeki alandan 117 ada 68 ve 72 parsel aleyhine geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “Mutlak geçit ihtiyacı” veya “Geçit yoksunluğu”, ikincisine de “Nispi geçit ihtiyacı” ya da “Geçit yetersizliği” denilmektedir.
TMK"nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit davalarında uygulanan kesintisizlik ilkesi gereğince davacıya ulaşım sağlayacak geçitin herhangi bir engelle karşılaşmadan genel kadastro yoluna ulaşması gerekir.
Somut olaya gelince; geçit irtifakı tesis edilen 1. ihtimalde kanal üzerinden inşa edilecek yapı ile genel yola bağlantı sağlanmış olmasına rağmen, kanalın kime ait olduğu araştırılmamış, özel mülkiyete konu ise maliklerinin muvafakati temin edilmemiş, köprü yapılması gerekliliğinin bilirkişiler tarafından belirtilmesi karşısında köprünün niteliği konusunda da araştırma yapılmamıştır.
Ayrıca bilirkişiler tarafından belirlenen 2. ihtimaldeki güzergah üzerinde söğüt ağaçları bulunmakta ise de, fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereği bedeli ödenmek karşılığında daha uygun güzergahtan geçit irtifakı kurulabileceği gibi, tamamı diğer taşınmazlara göre daha büyük olan 117 ada 68 parsel içerisinden geçirilecek geçit irtifakı bilirkişiler ve mahkemece tarafından değerlendirilmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, öncelikle bilirkişiler tarafından tüm ihtimaller değerlendirilerek uygun güzergahın belirlenmesi, kesintisizlik ilkesi gözetilerek kanal üzerinde geçit kurulmasına karar verilmesi durumunda ise, geçit irtifakı tesisi için gerekli teknik koşulların araştırılması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.