22. Hukuk Dairesi 2017/11070 E. , 2018/4862 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, fazla çalışma alacaklarının kendisine ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve sair alacaklarını istemiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde taraflarca temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bend kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık vardır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 32. maddesinin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 401. maddesine göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, asgari ücretten az olmamak üzere emsal ücret göz önünde tutularak belirlenir.
4857 sayılı Kanun’un 8. maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma şartlarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı Kanun’un 37. maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece re"sen araştırılmalıdır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda; Mahkemece davacının 24.01.2006-30.11.2008 dönemi içerisinde makineci olarak davalı işyerinde çalıştığı konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı işyerinde aylık net 2.750,00 TL ücret aldığını iddia ederken, davalı asgari ücret ile çalıştığını savunmuştur. Davacı tanıkları davacının iddiasını doğrularken ücretin bir kısmının elden bir kısmının banka kanalı ile ödendiğini beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları ise asgari ücret ile çalışıldığını ifade etmişlerdir. Ücret araştırması sonucu makineci işçiye ait iki ayrı ücret bildirilmiş, bilirkişi bildirilen iki ayrı ücrete göre terditli hesaplama yapmış Mahkemece davacının brüt 914,41 TL ücret aldığı kabul edilmiştir. Ancak tarafların davacının ücretine yönelik itirazları değerlendirilmemiştir. Buna göre emsal ücret araştırması genişletilerek ilgili oda ve meslek kuruluşlarından davacının alabileceği ücret sorulmalı tarafların iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün halinde değerlendirilerek davacının ücreti tespit edilmelidir. Eksik inceleme ile ücretin yazılı şekilde kabul edilerek hüküm altına alınması yerinde olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeple BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.