Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Tahliye kararının bozulmasından sonra, mahkemece bozmaya uyularak tahliye isteminin reddedildiği anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında mecurdan tahliye edilen borçlunun icra dairesine başvurarak icranın iadesini istediği ve kesinleşen icra mahkemesi kararı doğrultusunda İİK.nun 40. maddesinin olayda uygulanma olanağının bulunduğu belirlenmiştir. Küçükçekmece İcra Mahkemesinin 2006/994 E. ve 2006/238 E. sayılı dosyalarında İİK.nun 40. maddesinin icra mahkemesi kararları için de uygulanabilirliği tartışılmış ve bu husus Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu aşamadan sonra tahliye kararına konu taşınmazda icranın iadesi istemi ile ilgili inceleme sırasında mecurun 3. kişiye kiraya verildiği saptanmıştır. Bir başka anlatımla yukarıda numarası yazılı dosyalarla görülmekte olan bu dava farklı konuları içerdiğinden oluşmuş bir kesin hükmün varlığından sözedilemez. İcra iade edilirken üçüncü kişilerin iyiniyetle kazandıkları haklara zarar verilemez.(İİK.mad.40/3.) Burada iyiniyetten maksat, alacaklının haksızlığının üçüncü kişilerce bilinmemesidir. Boşaltma ilamı üzerine kiracı taşınmazı boşalttıktan sonra hüküm bozulur ve fakat arada mal sahibi taşınmazı üçüncü bir kişiye kiralamış bulunursa, üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmadığı hakkında eski ve yeni kiracılar arasında çıkacak uyuşmazlık genel mahkemede çözümleneceğinden, icra müdürü, icranın iadesini sağlamak için üçüncü kişiyi taşınmazdan tahliye edip, eski kiracıya (borçluya) teslim edemez. Yeni kiracı, alacaklı, kiraya veren hakkında kendisinin kiraladığı yerden çıkarılması sebebiyle, BK.nun 249. maddesine göre dava açabileceği için alacaklının icra mahkemesinde açılan bu dava sebebiyle icranın iade edilemeyeceğini istemede hukuki yararı vardır. O halde şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.