2. Ceza Dairesi 2019/13617 E. , 2019/19393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet, hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu, bu kararların temyizi mümkün olmadığından, 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesine göre de, kanun yolunun ve merciinin belirlenmesinde yanılma, başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağından, sanık müdafiinin talebi itiraz niteliğinde kabul edilerek itirazın merciince incelenmesi için dosyanın incelenmeksizin istem gibi mahalline İADESİNE,
2- Sanık ... hakkında hırsızlık ile sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekirken, sanık ..."ın doğrudan MERNİS adresi ile aynı olan bilinen en son adresine Tebligat Kanunun 21/2. maddesine göre yapılan gerekçeli karar tebliği işleminin geçersiz olduğu, ayrıca sanık ..."ın 03/06/2015 tarihli dilekçesindeki anlatımından eski hale getirme ve temyiz isteminde bulunduğunun anlaşılması ve eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisinin, CMK"nın 42/1. maddesi uyarınca Yargıtay"ın ilgili dairesine ait olması nedeniyle sanık ... hakkındaki 24/06/2015 tarihli ek kararının yok hükmünde olduğu ve sanık ..."ın öğrenme üzerine sunduğu 03/06/2015 tarihli dilekçesinin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığını bozma suçundan hüküm kurulurken TCK’nın 116/1. maddesi uyarınca tayin olunan 6 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanun"un 119/1-c maddesi uyarınca bir kat artırım yapılması sırasında 12 ay yerine 1 yıl hapis cezasına hükmedilerek fazla ceza tayini, sonraki uygulama ile sonuç cezanın doğru hesaplandığı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi"nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin kısmen istem gibi ONANMASINA,
3-Sanık ... hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanığın hüküm tarihinde... Açık Ceza İnfaz Kurumunda başka bir suçtan hükümlü olduğunun, UYAP kayıtlarından anlaşılması karşısında; sanığa duruşmadan bağışık tutulmak isteyip istemediği sorulmadan ve bu hususta bir karar alınmadan, hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı duruşmada hazır edilmeden hükümlülüğüne karar verilmesi suretiyle, 5271 sayılı CMK"nın 193. ve 196. maddelerine aykırı olarak savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.