Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/9633 Esas 2016/3654 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9633
Karar No: 2016/3654
Karar Tarihi: 14.06.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/9633 Esas 2016/3654 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/9633 E.  ,  2016/3654 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkili kurum ile davalı taraf arasında kredi sözleşmesi düzenlendiğini, davalının kredi sözleşmesinde borçlu statüsünü haiz olduğunu, borçlunun borcunu yapılandırması sonrasında yaptığı ödemeler ile dosyasının kapatıldığını, ancak 24.05.2011 tarihi itibariyl.... Birliği Müdürlüğü müfettişlerince düzenlenen bilirkişi raporunda incelemeler sonucu davalının kredi borcunun eksik yapılandırıldığının belirtildiğini, eksik yapılandırma bedelinin tahsili amacıyla.... sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip yapıldığını, borçlunun süresi içerisinde yaptığı itiraz sonucu icra takibinin durdurulduğunu ileri sürerek, borçlunun itirazının iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı asıl, borcunu davacının veznesine yatırarak hesabını kapatıp ortaklıktan ayrıldığını, yıllar sonra eksik tahsilattan dolayı faiziyle birlikte tarafına borç çıkarıldığını, borcu kabul etmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının alacağının varlığını ve miktarını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
    6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra 15.11.2012 tarihinde açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

    .../...
    S.2

    Davacı vekilince, bilirkişi ön raporunda istenen belgelerden sadece kredi sözleşmesi sunulmuş olup, davasını ispata yarar diğer belgelerin bulunduğuna yönelik bir temyiz itirazı bulunmadığı, dosyada mevcut belgelerle alacağını ispatladığını ileri sürdüğü, müfettiş raporunun ise, alacağın varlığı hususunda somut denetlenebilir verilere dayanmadığı anlaşılmıştır.
    Bu açıklamalara, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.