23. Hukuk Dairesi 2015/6236 E. , 2016/3653 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı ile müvekkili kooperatif arasında 56 ortak numarası ile kredi sözleşmesi imzalandığını, akabinde borçlunun borcunu yapılandırması sonrasında yaptığı ödemeler ile dosyasının kapatıldığını, ancak 24.05.2011 tarihi itibariyle .... müfettişlerince düzenlenen bilirkişi raporunda incelemeler sonucu eksik yapılandırma bedellerinin tahsili amacıyla .... sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun süresinde yapmış olduğu itiraz nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, icra takibine yapılan itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, alacaklının takip tarihinden sonra asıl alacağa 1.242,44 TL yıllık %14 temerrüt faizi, icra masrafları ve vekalet ücreti talep edebileceğinin hesaplandığı, hesaplamanın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile ..... sayılı dosyasındaki takibe itirazın 1.242,44 TL"lik kısmının iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra 15.11.2012 tarihinde açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
.../...
S.2
Mahkemece, asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı tarafça temyiz edilmediğinden, asıl alacak yönünden hüküm kesinleşmiştir.
Davacı tarafça, borçlunun sözleşme kapsamındaki ve yapılandırılan borcunu ödediği, 24.05.2011 tarihli müfettiş tarafından düzenlenen raporda borcun eksik hesaplandığı ileri sürülerek, eksik yapılandırılan kısmın bileşik faizi ile tahsili istenmiştir. Yapılandırma sonrası oluşan alacakla ilgili, davalının dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TBK"nın 117. maddesi hükmüne uygun olarak ödeme miktarını ve ihtarını içeren temerrüt ihtarnamesiyle temerrüde düşürüldüğü yolunda herhangi bir delil sunulmamıştır. Buna göre mahkemece, talep konusu faiz miktarı yönünden davanın reddi doğru olmuştur.
Bu açıklamalara, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.