22. Hukuk Dairesi 2017/11112 E. , 2018/4828 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ödenmediğini iddia ettiği bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; İzmir 7. İş Mahkemesinin 2012/130 Esas 2013/60 Karar sayılı kararının kesin hüküm niteliğinde olmadığını, davacı iddia ve taleplerinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışması bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı işçinin davalıya ait işyerinde baklava ustası olarak 14/09/2006- 26/03/2012 tarihleri arasında çalıştığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; yazılı belgelerin bulunmadığı dönem için tanık anlatımlarına göre; davacının 08.00-18.00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme tenzili ile günde 9 saat çalıştığı, haftada 3 gün 08.00-20.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenmesi yaparak 10,5 saat çalıştığı, bu suretle haftada 13,5 saat fazla çalışma yaptığı tespit edilmiştir. Davacının bir hafta gündüz bir hafta gece mesaisi yaptığı kabul edilerek davacının gece çalışmasının 18.00-07.00 saatleri arasında olduğu, 2 saat ara dinlenmesi yapıldığı kabul edilerek günde 11 saatten haftanın 6 günü 66 saat çalışarak 21 saat fazla çalışma yaptığı belirlenmiştir. Fazla çalışma alacaklarının ispatı konusunda, davacının çalıştığı 01.12.2011- 18.03.2012 tarihleri arasındaki dönem için dosyaya sunulan işe giriş çıkış kayıtları dikkate alınmıştır. Ancak tanıkların işyerindeki çalışma sürelerinin ve buradan hareketle mesaiye dair beyanlarının, zamanaşımı def"ileri neticesinde belirlenen hesaplamaya esas dönemin tümünü kapsamadığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken; yazılı belge bulunmayan dönemde beyanları esas alınan tanıkların hizmet döküm cetvelleri getirtilerek, tanıkların çalışma dönemleri ile sınırlı olarak fazla çalışmanın ispatlandığının kabul edilmesi ve bu yönde belirleme yapılmasıdır. Hatalı değerlendirme ile karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
F.K.