5. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/6814 Karar No: 2020/10568 Karar Tarihi: 01.12.2020
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/6814 Esas 2020/10568 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2019/6814 E. , 2020/10568 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 6. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/245 E. - 2018/508 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Aşağıda açıklanan gerekçelerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/245 Esas ve 2018/508 Karar sayılı kararının incelenmesinde, Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın zeminine emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslama yapılarak, üzerindeki yapıya aynı kanunun 11/1-h maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm davalı vekilinin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki; 1- Davalılara kararın kesinleşmesi sonrası ödenmesine karar verilen bedele 20.03.2016 tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 2- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru değil ise; de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden; a) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4 üncü bendinin ilk paragrafının tamamen hükümden çıkartılmasına yerine (İdarenin kıymet takdirinde belirlediği bedel olan 543.095,15 TL’ye 12.09.2017 tarihinden karar tarihi olan 11.12.2018’e, fark bedel 619.667,63 TL’ye ise 12.09.2017 tarihinden karar kesinleşinceye kadar faiz işletilmesine) yazılmasına, b) Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 6 ncı bendinin hükümden çıkartılmasına, Hükmün böylece HMK"nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK"nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"ne GÖNDERİLMESİNE, davalı peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.