11. Hukuk Dairesi 2016/11756 E. , 2018/3835 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/05/2016 tarih ve 2014/827-2016/630 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 22.420 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili ile davalının kardeş olduğunu, yıllarca aynı şirkette birlikte çalıştıklarını, ortaklık ilişkisi bozulunca 28/02/2006 tarihli ayrılma ve paylaşma protokolünü imzaladıklarını, protokolün 5. maddesi gereğince davalı ..."in, adına ... Kurumu A.Ş hesaplarında bulunan bakiyenin 1/3"ünü müvekkiline, 1/3"ünü de ...."e devretmesi gerekirken bunu yapmadığını, davalı aleyhine 12.768,42 TL"lik alacak miktarı için icra takibini başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacıya bir borcu olmadığını, tarafların imzaladığı ibraname ile davacının müvekkilini ibra ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki protokol gereği davalının üstlendiği edimi yerine getirdiğine dair ibraname sunduğu, her nekadar davacı tarafça imzalanan boş belgenin davalı tarafından doldurularak ibraname haline getirildiği iddia edilmiş ise de bu iddianın ispat edilemediği, belge altındaki imzanın davacıya ait olduğu, davacı her ne kadar ... ödemesinin 2011 yılında yapıldığını, ibranamenin ise 2006 yılında düzenlendiğini, bu durumun iddiasını ispatladığını ileri sürmüş ise de davalının davacı hisselerinin bedelini peşin ödeyerek onun hisselerini satın almasının mümkün olduğu, iddiasını ispat edemeyen davacının yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 23/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.