4. Ceza Dairesi 2020/2647 E. , 2020/12515 K.
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle ve 43/2. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Söke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/402 esas, 2018/94 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 05/06/2020 gün ve 2020/49419 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanığın katılanlara karşı "oteli yakarım, başınıza yıkarım" diyerek işlemiş olduğu sair tehdit suçu nedeniyle bizatihi gerekçeli kararda ifade edildiği üzere Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2. cümle ve 43/1. maddeleri uyarınca 1 ay 7 gün hapis cezasına hükmedilmesi gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek anılan Kanun"un 106/1-1. Cümle ve 43/1. maddeleri uyarınca 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK"nın 106. maddesinin ilk cümlesinde, bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişinin altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilerek tehdit suçunun temel şekli düzenlenmişken, anılan fıkranın ikinci cümlesinde, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit düzenlenmiş ve failin, mağdurun şikayeti üzerine altı aya kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu düzenlemeden hareketle hayat, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı değerlerine yönelik tehdit dışında kalan bir ifadenin, sair tehdit olarak kabul edilebilmesi için açık bir kötülük bildirimi ve kastını içermesi veya oluşa göre tereddüde mahal vermeyecek şekilde bu yönde algılanması gerekmektedir. Bu nedenle, özellikle haksız bir fiil veya hukuksuz bir uygulamaya tepki olarak ortaya konulan ve yasal yollara başvuruyu da içinde barındırabilecek tarzda yorumlanabilecek ifadeler, sözlerin sarfedildiği doğal ortamın bütünlüğü içerisinde değerlendirildiğinde, tehdit suçunun oluşması için aranan uygunluk, elverişlilik, yeterlilik koşullarını içermeyecektir.
İncelenen dosyada; sanık ... hakkında, müşteki ... ve katılan ..."a yönelik, "...oteli yakarım, başınıza yıkarım..." biçiminde sözler söylemek şeklinde iddianamede tanımlanan 08/04/2017 tarihli eylemleri nedeniyle, tehdit suçundan TCK"nın 106/1-1. cümlesi uyarınca yargılanıp cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, soruşturma aşamasında tarafların uzlaşamadıkları, yargılamada tehdit suçundan sanığın TCK"nın 106/1-1. cümle, 43/2.cümle ve 58. maddeleri gereğince 7 ay 15 gün cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ancak gerekçede ise sanığın eyleminin basit tehdit suçunu oluşturduğu, sanık hakkında TCK"nın 106/1-2. cümle uyarınca hüküm kurulması gerekirken sehven TCK"nın 106/1-1. cümle uyarınca hüküm kurularak fazla cezaya hükmolunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
Sanığın müşteki ve katılana söylediği kabul edilen sözlerin, TCK"nın 106/1. maddesinin ikinci cümlesinde düzenlenen malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında, anılan Kanun maddesi kapsamında mahkumiyet kararı verilmesi yerine, suçun nitelendirilmesinde hataya düşülerek, bahsi geçen Kanun maddesinin 1. cümlesi uyarınca mahkumiyet hükmü kurulmasında isabet bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Tehdit suçundan sanık ... hakkında, Söke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli ve 2017/402 esas, 2018/94 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Karardaki hukuka aykırılıklar sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı Kanun maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, dosyadaki belge ve bilgiler, Yerel Mahkeme uygulaması ile sanığın kişisel, sosyal ve ekonomik durumu da gözetilerek, basit tehdit suçundan, TCK"nın 106/1-2. cümlesi uyarınca sanığın 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK"nın 43/2. maddesi uyarınca 1/4 oranında arttırım yapılarak 1 ay 7 gün hapis cezasına hükmolunmasına, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 19/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.