Davacı Ü.. A.. vekili Avukat Mehmet tarafından, davalı M.. H.. aleyhine 28/02/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05/03/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı temsilcisi Harun tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazları yönünden; a)Dava, haksız el koyma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davacı adına kayıtlı ... plakalı araca hırsızlık suçunda kullanıldığı gerekçesiyle 04/06/2002 tarihinde haksız olarak el konulduğunu, 22/09/2005 tarihinde iade edildiğini, sonrasında verilen müsadere kararının da Yargıtayca bozulduğunu, haksız el konulduğunun kesinleştiğini, aracın teslim tutanağında belirtilen hasarların bulunduğunu ve el koyma süresince gelir kaybı olduğunu belirterek zararının giderilmesini istemiştir. Davalı, ağır ceza mahkemesinin görevli olduğunu, davacının kendi kusuru ile zarara neden olduğunu, zararın belgeye dayalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ve ıslah dilekçesi doğrultusunda istemin kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden; maddi tazminata esas alacağın bir kısmının el koyma süresince aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan gelir kaybına yönelik olduğu, alınan bilirkişi raporunda el koyma dönemindeki hafta sonu ve resmi tatiller dışında aracın her gün kiraya verilebileceği varsayımıyla gelir kaybı zararının hesaplandığı anlaşılmış olup, aracın her gün kiraya verilebildiğinin kabulü doğru değildir. Mahkemece aracın çalışabileceği gün sayısı belirlenip, yeniden ayrı bir bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi doğru değildir. b)Aracın hırsızlıkta kullanıldığının sabit olması yanında, aracın ticari olarak kullanıldığı ve kazanç elde ettiğine ilişkin vergi kayıtlarının da bulunmaması nazara alındığında, hesaplanacak tazminattan önemli ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğinin düşünülmemesi de doğru değildir. Hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a ve b) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ise (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine 24/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.