Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının, borçlu hakkında yapmış olduğu takibin kesinleşmesi üzerine  borçlunun evine haciz uygulandığı görülmüştür. İİK.nun 82. maddesinde haczi caiz olmayan mallar ve hakları ayrıntılı olarak belirtmiş, anılan maddenin  12. bendinde borçlunun haline münasip evinin haczdilemeyeceğine, ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarın borçluya bırakılmak  üzere haczedilerek satılabileceği hüküm altına alınmıştır. HUMK.nun 275.maddesi gereği mahkeme çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde  bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimin mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. Somut olayda gözlendiği gibi meskeniyet şikayetinin çözümü için icra mahkemesince özel ve teknik bir bilgi gerektirdiğinden bilirkişi mütealasına  başvurulması yerinde bir işlem ise de raporun gerçeğe uymaması veya yeterli görülmemesi halinde yeniden bir bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilebilir. Ancak, şikayet dosyasında incelenen bilirkişi raporunun ayrıntılı ve İİK.nun 82/12. maddesindeki koşulları yöntemince incelediği ve sonuçlandırdığı görülmüştür. Bu durumda subjektif değerlendirmelerle dosyadaki delil duruma ters düşer biçimde evin köşede olup 2 yola cephesi olan arsa üzerinde bulunan ve 18.000 YTL tadilat ile kullanım şartları iyileştirilen taşınmazını  davacının haline münasip olmadığından bahisle yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.