Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6354
Karar No: 2016/3590
Karar Tarihi: 13.06.2016

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/6354 Esas 2016/3590 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/6354 E.  ,  2016/3590 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, temyiz inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"ne aittir. Ne var ki dosya, Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu"nun 10.07.2015 tarih ve.... sayılı kararıyla Dairemize gönderilmiştir. 6644 sayılı Kanun ile değişik, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu"nun 60/3. maddesi uyarınca, kurul tarafından verilen karar kesin olduğundan dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, müvekkili şirketin uluslararası ticarette gözetim faaliyeti ile uğraştığını, bu kapsamda alıcı ve satıcılar arasında ticarete konu emtialar ile ilgili numuneleri alarak, bunların kalitesi, miktarı, stoklanması ve ambalajlanması hususlarına ilişkin rapor düzenlediğini, müvekkili şirketin, davalı şirketin talebi üzerine, davalı şirkete ait mallara ilişkin de aynı kapsamda raporlar düzenlediğini, bu şekilde üzerine düşen tüm edimleri ifa etmesine rağmen davalı tarafın aldığı hizmetin bedeli olan 3.321,72 TL"yi ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine, 3.321,72 TL asıl alacak ve 556,50 TL işlemiş faiz alacağının tahsili amacıyla ..... sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, icra takibine vaki itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 oranındaki icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin 07.07.2009 tarihli talebi üzerine, davacı şirketin, müvekkilinin ihraç edeceği bir kısım malların kalite kontrolü ile teknik analizini yaparak rapor düzenlemeyi kabul ettiğini, müvekkilinin bu işlemin, işin aciliyeti nedeniyle bir gün içinde yapılmasını istediğini ve bu acil servisten dolayı %80 fiyat farkını ödemeyi kabul ettiğini, taraflar arasındaki bu anlaşmaya ve işin aciliyetine rağmen davacı şirketin söz konusu raporları gecikmeli olarak, dört gün sonra gönderdiğini, ayrıca raporların eksik ve hatalı olduğunu, ürünlerin renklerinin dahi karıştırılmış olduğunu, raporun hatalı olduğu hususunun davacı şirket çalışanı.... tarafından gönderilen 10.07.2009 tarihli e-mailde de belirtildiğini, ayrıca, müvekkilinin, raporların geç teslim edilmesi nedeniyle malların teslimini kara yolu yerine hava yolu ile yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin nakliyedeki bu gecikmeden dolayı ödemek zorunda kaldığı nakliye bedelini davacı şirkete reklamasyon faturası olarak fatura ederek gönderdiğini, davacı tarafın bu faturaya itiraz etmediğini, bu faturanın, davacının kusuru nedeniyle müvekkili şirketin uğradığı zararın faturası olduğunu savunarak, davanın reddi ile %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

    .../...
    S.2

    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın itirazın iptali davası olduğu, ..... sayılı dosyası ile, davacı tarafça, davalı aleyhine ticari defter müstenidatları gereği açık hesaptan bakiye kalan 3.321,72 TL asıl alacak ve 556,50 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.878,22 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafından süresi içinde takibe itiraz edildiği ve icra takibinin durduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre, davacının, davalıdan 3.321,72 TL alacağı bulunduğu, alacağın sebebinin, davalı tarafından düzenlenen 16.07.2009 tarih ve 3.321,72 TL bedelli reklamasyon faturası olduğu, davalı tarafından üretilip yurtdışına ihraç edilen ürünlerin, davacı şirket tarafından gerekli kontrol ve testlerinin yapıldığı, bu şekilde taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, bu konuda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, davalının sunduğu belgelerden, davacının işi süresinde yapmadığı ve raporlarda hata olduğu, bu sebeple davalının uğradığı zararın tazmin edilmesi gerektiği, davalı tarafın, malları hava yolu ile taşıtmak zorunda kaldığını, zamanında davacı tarafından işin gereği gibi yapılmış olması durumunda malları kara yolu ile taşıtacağını ve taşıma bedelinin malları satın alan şirket tarafından ödeneceğini iddia ettiği, ancak, malların teslim şeklinin... olduğu konusunda iddiasını belgeleyecek uluslararası geçerli belgeler, ticari fatura, hava taşıma senedi, kara taşıma senedi ve çeki listesini dosyaya sunmadığı, bu nedenle, malların taşınma şekli nedeniyle zarara uğranıldığı iddiasının davalı tarafça ispat edilemediği, ihracatı yapan şirket ile davalı şirket arasında organik bağ bulunsa da, tüzel kişiliğin ayrı olması nedeniyle taşıma bedelinin ihracatı gerçekleştiren şirkete ödendiği ve bu nedenle zararın oluştuğunun da ispat edilemediği, buna göre, davacının, davalıdan 3.321,72 TL alacağının bulunduğu, davalı tarafın, davacı tarafça takip tarihinden önce temerrrüde düşürülmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına, işlemiş faiz talebinin reddine, asıl alacağın %40"ı oranındaki 1.328,68 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, taraflar arasındaki teknik analiz, kalite kontrol ve rapor düzenleme işinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    6100 sayılı HMK"nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK"nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur.
    Somut olayda mahkemece, hükmün gerekçe bölümüne yazılan "Davalı, davacı tarafından yapılması gereken işin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle, malları hava yolu ile taşıtmak zorunda kaldığını ve 3.321,72 TL zarar ettiğini, işin zamanında, doğru şekilde

    .../...


    S.3


    yapılmış olsaydı, malların kara yolu ile taşınacağını ve taşıma bedelinin alıcıya ait olacağını savunmuştur. Davalının sunduğu belgelerden, davacının işi süresinde yapmadığı ve raporlarda hata yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalının uğradığı zararın tazmin edilmesi gerekir." şeklindeki gerekçe, davanın reddedilmesi sonucunu doğurması gereken bir gerekçe olmasına rağmen, daha sonra yazılan "Davalı, malları hava yolu ile taşıtmak zorunda kaldığını, zamanında davacı tarafından işin gereği gibi yapılmış olması durumunda malları kara yolu ile taşıtacağını ve taşıma bedelini malları satın alan şirket tarafından ödeneceğini iddia etmektedir. Ancak, malların teslim şeklinin FCA olduğu konusunda iddiasını belgeleyecek uluslararası geçerli belgeler, ticari fatura, hava taşıma senedi, kara taşıma senedi, çeki listesi dosyaya sunulmamıştır. Nitekim bu durum bilirkişi tarafından 14.09.2011 tarihli raporda belirtilmiştir. Bu nedenle, malların taşıma nedeniyle, zarara uğranıldığı iddiası ispat edilememiştir. Diğer taraftan ihracatı yapan şirket ile davalı şirket arasında organik bağ bulunsa da, tüzel kişinin ayrı olması nedeniyle taşıma bedelinin ihracatı gerçekleştiren şirkete ödendiği ve bu nedenle zararın oluştuğu da ispat edilememiştir. Bu nedenle davacının bilirkişi tarafından belirlenen 3.321,72 TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla, asıl alacak yönünden davanın kabulüne, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden, işlemiş faiz yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile farklı sonuca varılmış, hüküm fıkrasında gerekçenin ikinci bölümüne uygun olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu kez hüküm fıkrası gerekçenin ilk bölümü ile çelişkili olmuştur.
    Mahkemece, hüküm fıkrası ile çelişmeyecek şekilde gerekçe oluşturulmadığından ve gerekçeye uygun hüküm kurulmadığından, hükmün bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının, şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının, şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi