11. Hukuk Dairesi 2016/12316 E. , 2018/3828 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/05/2016 tarih ve 2015/27-2016/538 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan ..."in müvekkili şirkette 04/10/2005-13/02/2014 tarihleri arasında üretim planlama uzmanı olarak çalıştığını, iş akdini kendi rızası ile sonlandırdığını, iş akdinin sona ermesinden sonra iki yıl süre ile haksız rekabet yapmama yükümlülüğü bulunmasına rağmen davalının aynı sektörde faaliyet gösteren ... Şirketi"nde çalışmaya başlayarak bu hükmü ihlal ettiğini, davalının davacıya ait birçok ticari sırra vakıf olduğunu, bu sebeple sözleşmede yazılı olduğu biçimde son aldığı ücretin beş katı tutarında tazminat ödemesi gerektiğini, haksız rekabete iştirak eden diğer davalı ... Ltd.Şti"nin de haksız rekabetinin önlenmesi gerektiğini ileri sürerek; 13.000.-TL cezai şartın davalı ..."den tahsilini, davalı şirketin haksız rekabetinin önlenmesini talep vedava etmiştir.
Davalılar vekili, iş akdinin işveren tarafından fesh edildiğinden rekabet yasağı sebebiyle tazminat istenemeyeceğini, sözleşmedeki hükümde süre, yer ve iş türü bakımından sınırlandırma bulunmadığını, müvekkilinin diğer davalı ... Şirketi"nde çalışmadığını,... Raf Sistemleri Şirketin"nde çalıştığını, davacıya zarar verecek türden ticari sırlara nüfuz etmesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; davalı ..."in ... Raf Sistemleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti"de çalıştığı, davalının ... A.Ş"de çalıştığının ispatlanamadığı, aynı grup şirketi olmanın sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle ... Şirketi aleyhindeki davanın husumetten reddine, davalı işçinin ne tür bir ticari sırra vakıf olduğu, bunu ne şekilde üçüncü kişilerle paylaştığı ve davacı şirketin bundan nasıl zarar gördüğü ispatlanamadığı, davacının hakim pozisyonunu kullanarak imzalattığı sözleşmeye dayanarak tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olacağı gerekçesiyle davalı gerçek kişi yönündende esastan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin davalı ... Şirketi yönünden tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin, davalı ... yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinde iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği tarih itibariyle uyuşmazlıkta 6098 sayılı TBK"nin 445. maddesi tatbik edilecektir. Somut olayda, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin rekabet yasağını düzenleyen 9. maddesinde zaman ve coğrafi alana yönelik bir sınır getirilmemiştir. TBK"nin 445/1 fıksarında bu tür sözleşmeler bakımından, yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, rekabet yasağının işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek şekilde sınırlayamayacağının düzenlendiği, yine aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından, hakimin aşırı nitelikteki rekabet yasağını bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirerek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde gözönünde tutmak suretiyle sınırlandırabileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki hizmet sözleşmenin TBK"nın 445/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilip, tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerekirken, rekabet yasağının yer yönünden sınırlandırılmadığı, bu hususun da Anayasa"da öngörülen çalışma özgürlüğü ilkesine aykırılık taşıdığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı ... Şirketi yönünden temyiz itirazlarının reddiyle hükmün davalı ... Şirketi yönünden ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı ... yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.