Esas No: 2016/2996
Karar No: 2017/1762
Karar Tarihi: 20.03.2017
Uyuşturucu madde ticareti yapma - Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2016/2996 Esas 2017/1762 Karar Sayılı İlamı
20. Ceza Dairesi 2016/2996 E. , 2017/1762 K.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Suçlar : 1-Uyuşturucu madde ticareti yapma
(Sanık ... dışındaki sanıklar hakkında)
2-Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma
(Sanık ... hakkında)
Hükümler : 1-Mahkûmiyet (Sanıklar ..., ... ve ... dışındaki sanıklar yönünden)
2-Beraat (Sanıklar ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan; sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan)
2-Sanıklar ..., ...ve ...
3-Cumhuriyet savcısı (Sanıklar ..., ... ve ... yönünden
-Aleyhe) 4-Resen (..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...)
2-Onama
a)Sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümleri yönünden, Cumhuriyet savcısının aleyhe temyizi üzerine
b)Sanık ... dışında hakkında mahkûmiyet kararı verilen sanıklar yönünden
3-Düzeltilerek onama
(Sanık ... müdafiinin vekalet ücreti ile sınırlı temyizi üzerine )
4-Bozma (Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmü yönünden)
Dosya İncelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Temyiz incelemesi; sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerinin süresinde duruşmalı inceleme istemi üzerine, adı geçen sanıklar yönünden duruşmalı olarak yapılmıştır.
1-Sanık ... hakkında "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma" suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde:
Hükmün sanık müdafii tarafından süresinde 05/04/2016 tarihinde temyiz edilmesinden sonra, sanık müdafiinin 26/04/2016 tarihli dilekçesinde yer alan "..Her ne kadar sanık ... yönünden temyiz ve süre tutum talebinde bulunmuş isek de, mahkemeniz gerekçeli kararından da açıkça anlaşılacağı üzere müvekkil sanık ... hakkında beraat kararı verildiğinde, süre tutum ve temyiz talebimizden vazgeçiyoruz." şeklindeki ifadenin, temyiz isteğinden vazgeçme niteliğinde olduğu anlaşıldığından, temyizden vazgeçme nedeniyle hükmün İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında hükmolunan cezalardan TCK"nın 63. maddesi gereğince gözaltı ve tutuklulukta geçen sürelerin mahsup edilmesine karar verilmemiş ise de; bu hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile yaptırımların eleştiri dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanıklar ... ve ... ile sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazları ile sanıklar ... ve ... müdafilerinin duruşmadaki sözlü savunmalarının reddi ile sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... yönünden resen de temyize tabi olan hükümlerin ONANMASINA, hükmolunan ceza miktarları ile tutuklu kalınan süreler göz önüne alınarak sanıklar ... ve ... hakkındaki salıverilme taleplerinin reddine,
3-Sanıklar ... ve ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine;
Sanıklar müdafilerinin avukatlık ücretine yönelik temyiz istemleri üzerine yapılan incelemede;
1136 sayılı Kanun’un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5.fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükümlerin CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun‘un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün yargılama giderlerine ilişkin "25" sayılı fıkrasından sonra gelmek üzere; “Sanıklar ... ve ..."ın kendilerini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre 3.600"er TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanıklara ayrı ayrı verilmesine,” fıkrasının eklenmesi suretiyle, hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4-Sanık ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilen dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında TCK"nın 188/3, 4-a, 5. fıkraları uyarınca tayin olunan 675 gün adli para cezası üzerinden aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca 1/4 oranında artırım yapılırken, cezanın "843 gün adli para cezası" yerine hesap hatası sonucu "844 gün adli para cezası" olarak hesaplanması ve ardından bu miktar üzerinden TCK"nın 62 ve 52/2. maddelerinin uygulanması ile sanığın, temyize konu eylemi ile arasında hukukî kesinti bulunmadığı anlaşılan 14/01/2015 tarihli eylemi nedeni ile Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/84-140 sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının, sonuç adli para cezasından indirilmesi neticesinde, adli para cezasının “6.540 TL” yerine, “6.560 TL” olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükmün CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; sanık hakkında kurulan hükmün, 3. bendinde yer alan "844 gün", 4. bendinde yer alan "703 gün", 6. bendinde yer alan "328 gün" ve 7. bendinde yer alan "6.560 TL" ibarelerinin çıkarılarak, yerlerine sırası ile "843 gün", "702 gün", "327 gün" ve "6.540 TL" ibarelerinin yazılması suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
5-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
Kendilerinde herhangi bir uyuşturucu madde ele geçirilemeyen, diğer sanıklarda yakalanan uyuşturucu maddeler ile ilgileri saptanmayan ve telefon görüşmelerinde sattıkları kabul edilen uyuşturucu maddelerin ele geçirilerek uyuşturucu madde olup olmadığı teknik bir yöntemle de tespit edilemeyen sanıkların; atılı suçu işlediklerine ilişkin, mahkûmiyetlerine yetecek somut olay ve olgularla örtüşmeyen telefon görüşmeleri dışında kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraatleri yerine, mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları ve duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi hükümlerin BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sanıkların SALIVERİLMELERİNE, başka bir suçtan hükümlü ya da tutuklu bulunmadıkları takdirde salıverilmelerinin sağlanması için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına,
6-Sanık ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1-Dosya kapsamından, hakkında uyuşturucu madde ticareti yaptığına ilişkin istihbari bilgi bulunan sanık ..."in, yakalandığı otel odasında yapılan aramada, beyaz poşet içinden 133,5 gram saf eroinin ele geçirildiğinin, sanığın, aşamalardaki savunmaları da dikkate alındığında, "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçunu işlediğine dair yeterli delil bulunduğunun anlaşılması karşısında; olay sonrası "sakladığı diğer uyuşturucu maddelerin yerini gösterebileceğine" ilişkin beyanda bulunan sanığın, yer göstermesi ile otelin çatı kısmında iç içe üç poşet içerisinde 364 gram saf eroin ele geçirilmiş ise de, bu hususun, sanık yönünden, TCK"nın 192/3. maddesi uyarınca "kendi suçunun meydana çıkmasına hizmet ve yardım etme" olarak değerlendirilemeyeceği gözetilmeksizin, sanık hakkında yazılı şekilde etkin pişmanlık hükümleri uygulanmak suretiyle eksik ceza tayin edilmesi,
2-Sanığın, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürenin TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine, tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık ... hakkındaki tahliye talebinin reddine,
7-Sanık ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1-Dosya kapsamından, sanık ...’nin, sadece 22/02/2015 tarihli olayda, Konya’dan Adana iline gelen temyize gelmeyen sanıklar ... ve ...’a , Konya ilinde bulunan sanıklar ... ve ...’a teslim edilmek üzere eroin temin ettiğinin sabit olduğu; mahkeme kabulünün aksine 30/01/2015 tarihinde iddianameye konu “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu işlediğinin sabit olmadığı anlaşılmakla, tek olan eyleminin bir suç oluşturduğu ve “zincirleme suç” koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nın 43. maddesi uygulanarak cezanın arttırılması suretiyle fazla ceza tayin edilmesi,
2-Sanık ...’nin, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürenin TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları ve duruşmadaki sözlü savunmaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA, suçun niteliği ile tutuklu kalınan süre, hükmolunan cezanın süresi, bozma sebebine ve tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık ... hakkındaki tahliye talebinin reddine,
8-Sanık ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1-TCK’nın 188/5.maddesinin uygulanması açısından; faillerin bir suçu işleme hususunda, suçun işlenmesinden önce veya işlendiği sırada ortak bir irade ile hareket etmeleri ve suçun icrasında doğrudan doğruya etkili olan hareketleri gerçekleştirmeleri halinde müşterek faillik söz konusu olacağından, suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi nitelikli halinin oluşabilmesi için faillerin icra hareketlerini müşterek fail olarak birlikte gerçekleştirmeleri ve bir eylem birlikteliği içerisinde hareket etmeleri gerektiği dikkate alındığında; 11/01/2015 tarihli olayda, sanık ..."in, İstanbul"dan temin ettiği uyuşturucu maddeyi Konya iline tek başına naklettiği; diğer sanıklar ..., ... ve ..."un ise uyuşturucu madde alıcıları olup, nakledilen maddeyi Konya ilinde teslim alma ve üçüncü kişilere pazarlama yönünde icra hareketlerini gerçekleştirdikleri anlaşılmakla; sanık ..."in, diğer sanıklar ..., ... ve ... ile eylem birlikteliği içinde bulunmadığı gözetilmeden, hakkında TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırım yapılarak, fazla ceza tayin edilmesi,
2-Dosyada mevcut iletişimin tespiti tutanakları ile fiziki takip tutanaklarının içeriğinden, sanık ..."in, kendisinde ele geçen eroini, sanıklar ... ve ..."a Konya ilinde teslim etmek üzere naklettiği anlaşıldığı halde, sanık hakkında, aşamalardaki beyanları ile sanıklar ... ve ..."un suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım ettiği gerekçe gösterilerek, koşulları oluşmadığı halde TCK"nın 192/3. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükmü uygulanmak suretiyle yazılı şekilde eksik ceza verilmesi,
3-Sanık ..."in, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürenin TCK"nın 63. maddesi uyarınca cezasından mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Kabule göre de, sanık ... hakkında TCK"nın 188/3, 4-a, 5. ve 192/3. maddeleri uyarınca tayin olunan 16 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasından aynı Kanunun 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılırken, cezanın "14 yıl 22 gün hapis cezası" yerine hesap hatası sonucu "14 yıl 25 gün hapis cezası" olarak tespit edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı, sanık ... ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca sanık ...’in kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, suçun niteliği ile tutuklu kalınan süre, hükmolunan cezanın süresi, bozma sebebine ve tutuklama koşullarında bir değişiklik bulunmamasına göre sanık ... hakkındaki tahliye talebinin reddine,
9-Sanık ... hakkında "uyuşturucu madde ticareti yapma" suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak;
1-Dosya kapsamından, sanık ...’nin, sadece 11/01/2015 tarihli olayda, İstanbul’dan Konya’ya uyuşturucu madde naklederken yakalanan diğer sanık ...’te ele geçen uyuşturucu maddeyi, temin edecek olan diğer sanıklar ..., ... ve ...’dan satın almak için icra hareketlerinde bulunduğunun sabit olduğu; mahkeme kabulünün aksine, 14/01/2015 ve 30/01/2015 tarihlerinde iddianameye konu “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçunu işlediğinin sabit olmadığı anlaşılmakla, tek olan eyleminin bir suç oluşturduğu ve “zincirleme suç” koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, TCK’nın 43. maddesi uygulanarak cezanın arttırılması,
2-Sanık ..."nin sabit olan 11/01/2015 tarihli eylemi yönünden, sanık ... tarafından İstanbul"dan Konya"ya nakledilen eroinin, diğer sanıklar ..., ... ile ..."a ve adı geçen sanıklardan uyuşturucu madde satın alma yönünde icra hareketlerinde bulunan sanık ..."ye ulaşamadan ele geçirildiği, dolayısı ile sanık ..."nin eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı anlaşıldığı halde, hakkında TCK"nın 35. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde fazla ceza tayin edilmesi,
3-TCK’nın 188/5. maddesinin uygulanması açısından; faillerin bir suçu işleme hususunda, suçun işlenmesinden önce veya işlendiği sırada ortak bir irade ile hareket etmeleri ve suçun icrasında doğrudan doğruya etkili olan hareketleri gerçekleştirmeleri halinde müşterek faillik söz konusu olacağından, suçun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi nitelikli halinin oluşabilmesi için faillerin icra hareketlerini müşterek fail olarak birlikte gerçekleştirmeleri ve bir eylem birlikteliği içerisinde hareket etmeleri gerektiği dikkate alındığında; 11/01/2015 tarihli olayda, sanık ..."nin, il dışından uyuşturucu madde temin etmek için icra hareketlerinde bulunan diğer sanıklar ..., ..., ..."dan, temin edilecek uyuşturucu maddeleri satın alma yönünde icra hareketlerini gerçekleştirdiği, dolayısı ile sanıklar ..., ... ve ... ile eylem birlikteliği içinde bulunmadığı gözetilmeden, sanık ... hakkında TCK’nın 188/5. maddesi uyarınca arttırım yapılarak, fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, resen de temyize tabi olan hükmün BOZULMASINA,
20/03/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
TEFHİM TUTANAĞI: 20.03.2017 tarihinde verilen bu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı ...un katılımıyla ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Av. ..., sanık ... müdafii Avukat ...r, sanık ... müdafii Av. ..."in yokluklarında ve sanık ... müdafii Av. ....n yüzüne karşı 23.03.2017 tarihinde, açık olarak okunup anlatıldı.