16. Ceza Dairesi Esas No: 2018/4001 Karar No: 2019/4341 Karar Tarihi: 20.06.2019
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/4001 Esas 2019/4341 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ceza Dairesi, sanıkların silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunu esastan reddetti. Temyiz talebinin reddi nedeni bulunmadığından işin esasına geçildi. Daire, örgütle bağlantısı kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilen ByLock kullanımını gösteren delillerin, suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olduğunu belirtti. Ancak, yapılan tüm delil incelemelerine rağmen sanıkların hukuki durumlarının tam olarak takdir edilmediği ve eksik araştırma yapılarak karar verildiği sonucuna vararak, hükümlerin bozulmasına karar verdi. Kararda, TCK'nın 314/2, 53, 58/9, 63/1. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi 2018/4001 E. , 2019/4341 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma Hüküm : Sanıklar hakkında ayrı ayrı TCK"nın 314/2, 53, 58/9, 63/1. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet kararına yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü; Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, sanıkların savunmaları ve gerekçe içeriğine göre yapılan inceleme sonunda; Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 Karar sayılı kararında ByLock iletişim sisteminin FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgütünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespit edilmesi halinde sanıkların örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacağının kabul edildiği gözetilerek, ByLock kullanıcısı olduğunu kabul etmeyen sanıkların ByLock uygulamasını kullandıklarının kuşkuya yer vermeyecek şekilde teknik verilerle tespiti halinde ByLock kullanıcısı olduklarına dair delilin atılı suçun sübutu açısından belirleyici nitelikte olması karşısında; ilgili birimlerden sanıklar ... ve ... hakkındaki ByLock kullanımını gösteren ayrıntılı ByLock "Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"nın ve sanıklar ..., ... ve ...’ın emniyet görevlisi olmaları nedeniyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunun 18.04.2017 tarih ve 2017/68532 sayılı soruşturması ile FETÖ/PDY emniyet mahrem yapılanması kapsamında ele geçirilen dijital veri incelemelerinin ilgili yerlerden sorulup varsa sanıklarla ilgili kayıtlara dair düzenlenen veri inceleme raporları, bu raporlara dayanak teşkil eden gizli tanık ....’un ifadesi ve delilin el konulmasına ilişkin mahkeme kararının getirtilerek, ayrıca istinaf aşamasından sonra dosyaya gelen sanık ... hakkındaki ByLock kullanımını gösteren ayrıntılı ByLock "Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”nın HIS CGNAT kayıtlarıyla karşılaştırması, sanık ... hakkında hükümden sonra dosyaya gelen teşhis ve anlatımları bulunan şahısların beyanları ile araştırma tutanağında belirtilen hakkında FETÖ/PDY terör örgütü tepe yöneticisi suçlaması bulunan .... isimli kişi ile görüşmesinin CMK"nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanıklar ve müdafilerine okunarak diyeceklerinin sorulması, gerektiğinde sanık ... hakkında teşhis ve anlatımda bulunan şahısların tanık sıfatıyla dinlenmesi sonrasında tüm delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve yetersiz belge ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebepten dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, mevcut delil durumu, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile sanıkların tutuklulukta geçirdiği süre gözetilerek tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.