17. Ceza Dairesi 2016/8777 E. , 2018/3437 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlal, mala zarar verme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçların suça sürüklenen çocuklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Hırsızlık suçu yönünden; 5237 sayılı TCK"nın 61/1. maddesine göre malın değerinin az ya da çok olması, cezanın temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşmak için bir kriter olup, hırsızlık suçuna konu malın değerinin az olmasının TCK"nın 145. maddesinde ayrı olarak düzenlenmesi, kanun koyucunun hırsızlık suçunda malın değerinin az olmasına verdiği önemi göstermektedir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 15.12.2009 gün ve 6/242-291 sayılı içtihadında belirtildiği üzere, "...daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma" görüşünün, TCK"nın 145. madde uygulamasında bütünüyle reddedilmesi mümkün değil ise de, maddenin yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir. 145. maddenin gerek ilk şekli, gerekse değiştirilmiş biçimi; ortak tanımlama ile, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. TCK"nın 145. maddesine göre, faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması yeterli olup, hâkim indirim oranını TCK"nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “işlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır. Değer azlığı nedeniyle ceza vermekten vazgeçme kararı verilecek ise; malın değerinin azlığı yanında “suçun işleniş şekli ve özellikleri” de dikkate alınmalıdır. TCK"nın 145. maddesinin uygulanmasında hâkime takdir hakkı tanınmış olup, hâkim takdir hakkını kullanırken keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle uygulama yapmalıdır.
Somut olayda ise; suça sürüklenen çocukların suç tarihinde 5,00 TL değerindeki parayı çaldıklarını iddia ettikleri ancak müştekiden çalınan eşyaların miktarı ve değeri sorulmadığından öncelikle müştekiden bu durum sorularak çalınan eşyaların değeri tespit edilerek sonucuna göre TCK"nın 145. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Çocuk Koruma Kanunu"nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20/2. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 35/1. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 12 yaşını doldurmuş olup da 15 yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, zorunlu olduğu halde sosyal inceleme raporu aldırılmadan hüküm kurulması,
3-İşyeri dokunulmazlığının ihlali ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümler yönünden; adli sicil kaydında suç tarihinden önce hapis cezası mahkumiyeti bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış suça sürüklenen çocuklar hakkında tayin edilen kısa süreli hapis cezalarının 5237 sayılı TCK"nın 50/3. maddesine göre para cezası veya tedbirlerden birisine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
4-Hükümlerde suç adının “işyeri dokunulmazlığının ihlali” yerine “konut dokunulmazlığının ihlali” ile uygulanan kanun maddesinin TCK"nın 116/2. maddesi yerine 116/1. maddesi olarak yazılması,
5-Suça sürüklenen çocuklar hakkında geceleyin konut dokunulmazlığının ihlali suçundan doğrudan TCK’nın 116/1-4 maddesi uyarınca hüküm kurulması gerekirken, ilk önce TCK"nın 116/1. maddesinden hüküm kurulup daha sonra 116/4. maddesi uyarınca artırım yapılması,
6-Gerekçeli karar başlığına yargılamaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakıldığının belirtilmemiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 19.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.