Tebliğname No : 8 - 2014/370248

6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan sanık ... hakkında 29.03.2012 tarihli verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar kaldırılarak hükmün açıklanmasına ve 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrası uyarınca hükümlülüğüne dair; AFYONKARAHİSAR 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.10.2014 gün, 2014/378 esas, 2014/368 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay"ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi:

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Hükümden sonra Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 trih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı ilamı ile bir kısım ibareleri iptal edilerek, Resmi Gazete"de 24.11.2015 tarihinde yayımlanıp yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suçun oluşmadığına, lehe hükümlerin uygulanmadığına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), 08.12.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI DÜŞÜNCE
6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun onamaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;

Sanık hakkında 6136 sayılı Yasanın 13/1. madde ve fıkrasından açılan kamu davasında, Yerel Mahkemenin 29/03/2012 tarih ve 2012/331 sayılı kararı ile 6136 sayılı Yasanın 13/1, 5237 sayılı TCK.nun 62/1, 53/1, CMK.nun 231/5-8. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 25 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

Sanığın, 5 yıllık deneme süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle Mahkemece dosya ele alınmış, tensiple birlikte duruşma günü olarak belirlenen 03/10/2014 tarihinin resmi tatile denk gelmesi nedeniyle Mahkemece duruşma günü 01/10/2014 tarihine bırakılmış, duruşma tutanağına göre de bu yeni duruşma gününün sanığı telefonla bildirildiği ancak duruşmada hazır olmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır. 01/10/2014 tarihinde de duruşmaya katılmayan sanığın yokluğunda hüküm açıklanarak sanığın 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesinden cezalandırılmasına karar verildiği görülmektedir.

Sanığın duruşmaya ne şekilde çağrılacağı ve gelmeyen sanığın duruşmaya ne şekilde getirtileceği 5271 sayılı CMK.nun 176, 193, 199 ve 145. maddelerinde düzenlenmiş, anılan bu maddelerde de sanığın telefonla duruşmaya çağrılması usulüne yer verilmemiştir. Telefonla çağrılma CMK.nun 43/2. madde ve fıkrasında sadece tanıklar için öngörülmüş, ancak çağrı kağıdına bağlanan sonuçların telefonla çağrılmada uygulanamayacağı da açıkça maddede belirtilmiştir. Tanıklar için getirilen bir usul kuralının sanıklar hakkında açık düzenleme olması nedeniyle, sanık aleyhine olacak şekilde yorumlanması da ceza yargılamasının temel ilkelerine aykırıdır. Bu anlatılanlar ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, 09/07/2014 tarihli tensiple yargılama 03/10/2014 tarihine ertelenmiş ve bu tarihin resmi tatil olması nedeniyle 01/10/2014 tarihinde oturum açılarak sanığın yokluğunda yargılamaya devamla savunma hakkının kısıtlanmak suretiyle hüküm kurulması gerekçesiyle bozulması yerine, yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun olmayan kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.08.12.2015