MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife 1997 yılında ortak olduğunu, kooperatif inşaatının yavaş yürümesi nedeni ile ortaklıktan çıktığını, çıkma payı alacağının çok altında bir miktarın hesabına yatırıldığını, alacağın 23.500,00 TL olduğunu ileri sürerek, Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesi uyarınca ödenmesi gereken aidat alacakları ve faizine karşılık olmak üzere 20.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 23.05.2013 tarih ve ..... sayılı kararı Dairemizin 13.05.2014 tarih ve ..... sayılı ilamıyla; " Davalı kooperatifçe davacının banka hesabına çıkma payı alacağının muaccel olmasından önce 09.09.2005 tarihinde 6.000,00 TL, 20.10.2005 tarihinde 4.000,00 TL ödeme yapıldığı belirlenmiş olup, davalı tarafça kısmi ödeme yapıldığı davacının da kabulündedir. Bu durumda mahkemece, ödemelerin asıl alacak miktarından mahsubu gerektiği gözetilerek, davacının çıkma payı asıl alacağının dava tarihi itibariyle belirlenmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi de doğru olmamıştır." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bozma ilam ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının üyelik döneminde yaptığı ödemelerin kendisine ödenmediği, bilirkişi raporuna göre; davacının ödediği paraların toplamının genel gider payı düşüldükten sonra çıkma payı alacağının 24.871,63 TL olduğu, alacağın alacak muaccel olmadan toplam 10.000,00 TL"lik kısmi ödemeler yapıldığı, bu ödemelerin alacak miktarından düşülmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davaya konu alacak miktarından 14.871,63 TL"nin 26.04.2006 tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle asıl dava 20.000,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden açılmış olup, ıslah işlemi ile asıl alacak 24.871,63 TL"ye çıkarılmış ancak aradaki fark yönünden mahkemece ilk kararda zamanaşımı sebebiyle red kararı verilmiş bu karar sadece davalı kooperatifçe temyiz edildikten sonra davalı yararına bozma yapılmış olup, buna göre 20.000,00 TL üzerinden .../...

S.2


kooperatif ödemelerinin mahsup edilerek kalan 10.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece zamanaşımı sebebiyle ıslahla arttırılan kısım reddedilmemiş gibi toplam 24.871,63 TL"den 10.000,00 TL"nin mahsubu ile kalan 14.871,63 TL"nin tahsiline karar verilmişse de temyiz edenin aleyhine bozma yasağı kuralına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.