17. Hukuk Dairesi 2015/7106 E. , 2018/797 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu ..."ün idaresindeki motorsiklete çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davalı sürücünün kazada asli kusurlu olduğunu, davacıların ölen oğullarının desteğinden yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını, cenazenin ... ilinden ... iline nakli ve cenaze töreni için masraf yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece destekten yoksun kalma tazminatından sorumlu olmak kaydıyla 12.000,00 TL. maddi ve 30.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini .talep etmiş; 26.03.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerini 40.281,66 TL"ye ve manevi tazminat taleplerini 100.000,00 TL"ye yükseltmiştir.Birleşen davada, davacılar vekili; asıl davaya konu destekten yoksun kalma tazminatı konusunda düzenlenen rapora davalılar vekillerinin itirazı üzerine alınan ek rapor ile davacı ..."un destek zararının 24.481,12 TL. ve davacı ..."nin destek zararının 25.398,12 TL. olarak hesaplandığını, asıl davada ıslah kapsamı dışında kalan bakiye 9.599,86 TL"lik zarardan da davalıların sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.599,86 TL. tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı ... şirketi vekili, davacılara 27.802,00 TL. tazminatın dava sırasında ödendiğini, poliçeden doğan sorumluluklarının son bulduğunu, kabul anlamına gelememek üzere sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili, davalı sürücüye atfedilen kusuru kabul etmediklerini, desteğin geliri olmadığından davacılara destek olmasının mümkün olmadığını, davalıların mali durumlarına göre istenen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile davacı ...için 8.742,12 TL. ve davacı ... için 7.531,31 TL. maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, tazminatlara davalı ... şirketi yönünden 16.08.2011 ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden faiz işletilmesine; davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacılar için 5.000,00"er TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline, davacıların fazlaya ilişkin istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Asıl dava, trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine; birleştirilen dava ise, ek destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Anayasanın 141.maddesinde, mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması öngörülmüş bulunduğu gibi, HUMK"nun 388/3. maddesinde de verilen hükümde, iddia ve savunma yönünden
toplanan deliller, delillerin tartışılması, varılan sonuçla ilgili hukuki nedenler, taraflara yüklenen borç ve sağlanan hakların kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle, davaların birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de, 1086 sayılı HUMK"nun 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK"nun karşılık 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.Davacı taraf, asıl davada destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat ve birleşen davada ek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiş; asıl davada talep edilen bedeli ıslah yoluyla artırmıştır. Bu durum karşısında, mahkemece verilen hükmün denetiminin sağlanabilmesi bakımından, asıl ve birleşen davaya konu destekten yoksun kalma tazminatı istemi yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği açıktır. Asıl ve birleştirilen dava hakkında tek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve hükmün bozulması gerekmiştir.Kabule göre ise; davacı tarafın asıl davadaki maddi tazminat talebinin içinde cenaze ve defin giderinin de bulunduğu, mahkemece hükme esas alındığı belirtilen 19.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda 2.280,00 TL. cenaze ve defin giderinin hesaplandığı, mahkemenin bu taleple ilgili herhangi bir hüküm tesis etmediği görülmektedir. 6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesi gereğince, hakimin her bir talep yönünden olumlu ya da olumsuz karar vermesi zorunluluğu gözetildiğinde, anılan yasa hükmüne aykırı biçimde, davacıların cenaze ve defin gideri talebi hakkında olumlu ya da olumsuz hiçbir hüküm tesis edilmeyişi de doğru değildir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 12/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.