
Esas No: 2018/2566
Karar No: 2018/4761
Karar Tarihi: 26.02.2018
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2018/2566 Esas 2018/4761 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket nezdinde 07/01/2003 tarihinden beri hizmet akdine dayalı şekilde ve teknisyen olarak çalıştığını, 15/06/2004 tarihinde TES-İŞ sendikasına üyeliği yapılarak sendika kapsamına alındığını ve muvafakati olmadan da yevmiyesinin düşürüldüğünü, davacının yevmiyesinin düşürülmesinin iş şartlarında esaslı değişiklik anlamına geldiğini belirterek dava tarihinden geriye doğru son beş yıl için davacıya eksik ödenen yevmiye, ikramiye, iş güçlüğü tazminatı, bakım tazminatı ve fazla mesai ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyiz talebi üzerine mahkeme hükmü, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2015/6587 esas ve 2016/7685 karar sayılı ilamı ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.12.2015 tarih ve 2015/9-990 esas ve 2015/2743 karar sayılı kararında bireysel iş sözleşmesinde öngörülen ücret seviyesinin Toplu İş Sözleşmesi hükümleri ile düşürülemeyeceğinin kabul edilmiş olması karşısında davacının fark ücret alacağının talep edebileceği değerlendirilerek davanın reddinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut olayda, bozma ilamına uyulmasından sonra alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının alacakları hesaplanmış olup davacı vekili tarafından ibraz edilen ıslah dilekçesi ile talep konusu alacakların miktarı arttırılmıştır. Mahkemece, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı değerlendirmesi ile maaş farkı, ikramiye farkı, bakım tazminatı farkı, iş güçlüğü tazminatı farkı, fazla mesai ücreti farkı alacakları bakımından dava dilekçesi ile talep edilen miktarlar üzerinden hüküm kurulmuştur. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2015/1 esas, 2016/1 karar sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından Mahkemece davacı vekilinin bozmadan sonra ıslah dilekçesiyle yaptığı talebin değerlendirme dışı tutularak ıslah edilen miktalar yönünden hüküm kurulmamasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle mahkemece davacının dava dilekçesindeki miktarların tümünün hüküm altına alınmış olması karşısında davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yönünde karar verilmiş olması; ayrıca dava dilekçesinde talep edilen alacakların tümü kabul edildiğinden davalı vekili lehine vekalet ücretine takdir edilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de, ilgili yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca kararın düzelterek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Hüküm fıkrasının başlığında yer alan "Davanın Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine" ifadesinin hükümden çıkartılarak, yerine "Davanın Kabulüne" ifadesinin hükme eklenmesine,
Hüküm fıkrasının 11. bendinin davalı lehine vekalet ücretine ilişkin kısmında yer alan "Davalı davada kendisini vekil vasıtasıyla temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.692,55-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ifadesinin hükümden çıkartılarak, yerine " Davanın kabulü nedeniyle davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına" ifadesinin hükme eklenmesine, hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.