22. Hukuk Dairesi 2018/2565 E. , 2018/4760 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının davalı işveren nezdinde modelhane departmanında çalışmakta iken iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedildiğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ile ödenmeyen ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacakların zamanaşımına uğradığını, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ve davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlgili karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizin 2014/26789 esas ve 2014/31062 karar sayılı ilamı ile davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının aylık ücretinin davacı işçinin meslekte geçirdiği süre, iş yerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücret miktarına ilişkin araştırma yapılmak suretiyle belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan Mahkemece, emsal ücret araştırması yapılmış olup davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasında, işçilik alacakları hesaplamalarında esas alınacak ücretten yapılacak kesintiler ve alacakların hesaplanması yöntemi tartışmalıdır.
Kıdem tazminatı, işçinin işyerini aidiyetinin karşılığı olarak iş sözleşmesi belirli şekillerde sona eren işçiye ödenen ve teknik anlamda tazminat niteliğinde olmayan bir ödeme olup 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25. maddesinin 1. fıkrasının 7. bendine göre gelir vergisinden istisna edilirken 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinin, 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca da prime esas kazanca tabi tutulmamıştır. Şu halde kıdem tazminatı sadece damga vergisine tabi olup net kıdem tazminatı damga vergisi düşülerek belirlenmelidir.
Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu uyarınca ihbar tazminatı gelir vergisine de tabidir.
Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun mülga 77. maddesi, gerekse5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 80. maddesi uygulaması açısından, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ise prime esas kazançlar içerisinde olup, ilgili alacakların hesabında işçi payına düşen prim kesintilerinin de nazara alınarak gelir vergisi ile damga vergisi kesintisi ile Sosyal Güvenlik Kurumu primi ve işsizlik primininde düşüldükten sonra net miktarın tespiti gerekir.
Somut olayda, mahkemece yapılan emsal ücret araştırması ve dinlenen tanık beyanları doğrultusunda davacının alabileceği ücret miktarının net 1.013,00 TL, brüt 1.415,00 TL olduğu, giydirilmiş brüt ücretin ise 1.487,00 TL olduğu değerlendirilerek hüküm kurulmuştur. Bozma sonrası alacakların hesaplanması yöntemine ilişkin birden fazla bilirkişi raporu alınmış ise de mahkemece bunlardan hangisine itibar edildiği açıkça belirtilmemiştir. Lakin hükmedilen alacak miktarları gözetildiğinde mahkemenin bozma sonrası 01.09.2016 havale tarihli Av. ... Söz tarafından ibraz edilen raporu hükme esas aldığı ve söz konusu hesaplama yöntemini benimsediği anlaşılmaktadır. Söz konusu raporda, emsal ücret araştırmaları ve tanık beyanları dikkkate alınarak net ücretin 1.013,00 TL olduğu, giydirilmiş ücretin net 1.085,00 TL olduğu tespit edilmiş olup kıdem tazminatı giydirilmiş net ücret üzerinden, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacağı ve ücret alacağı ise net ücret üzerinden hesaplanmıştır. Davacı vekilince dosyaya kazandırılan 13.10.2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınması talep edilmiştir. Söz konusu 13.10.2017 tarihli raporda ücret net 1.013,00 TL, brüt 1.415,00 TL, giydirilmiş brüt ücret 1.487,00 TL esas alınmak suretiyle talep edilen işçilik alacakları hesaplanmış ise de; her bir alacak bakımından hükmedilen brüt miktarlar üzerinden yapılan kesintiler açıkça belirtilmemiştir.
Davacının davalı işyerinde 7 yıl 3 gün süreyle çalıştığı ve ücretinin net 1.013,00 olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sebeple yapılacak iş, taraflar lehine usuli kazanılmış hakka dikkat edilmek koşuluyla, ilgili kıdem süresi ve ücret miktarı esas alınarak talep edilen işçilik alacaklarının brüt miktar üzerinden hesaplanması ve kıdem tazminatı bakımından damga vergisi, ihbar tazminatı bakımından gelir vergisi ve damga vergisi, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları bakımından gelir vergisi ile damga vergisi kesintisi ile Sosyal Güvenlik Kurumu primi ve işsizlik primininde düşüldükten sonra net miktarların bulunarak, bulunan net miktarlardan yapılan ödemelerin mahsubu suretiyle ilgili alacakların hesaplanmasıdır. Her ne kadar dosyaya kazandırılan 27.03.2017 havale tarihli bilirkişi Mustafa Uslu tarafından düzenlenen raporda, alacak kalemlerinden yapılacak kesintiler tek tek belirtilmek suretiyle hesaplama yapılmış ise de ilgili raporda da ücret alacağının hatalı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple belirtilen şekilde işçilik alacaklarının hesaplanması gerekirken yazılı gerekçe ile yanlış hesaplama yöntemi benimsenerek hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.