22. Hukuk Dairesi 2018/1268 E. , 2018/4753 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının davalıya ait Seyrantepe Baraj yapım işinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığının, eşinin rahatsızlığı nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyanla ödenmeyen kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, iş akdinin feshinin haklı sebebe dayanmadığını, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını ve talep edilen alacakların ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflara arasında, davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.
Aynı ilkeler, hafta tatili çalışması için de geçerlidir
Somut olayda, davacı 16.09.2005-11.04.2011 tarihleri arasında Seyrantepe baraj işinde güvenlik görevlisis olarak çalışmıştır. Davacı taraf dava ve beyan dilekçesinde, vardiyalı olarak çalışması gereken 12 saat 12 saat dinlenme şeklindeki çalışma döneminde çalışma bölgesine giden araç olmadığı ve davalı şirketin ulaşım hizmet, sağlamaması nedeniyle 24 saat işyerinde durmak mecburiyetinde kaldığını, ilk zamanlarda 26 gün çalıştığını, ayın sonunda 4 gün evine gönderildiğini, 5. ayın sonunda 13 gün çalışma 2 gün izin kullandığını, ilk sene içerisinde para ikmalinde de çalıştığından devamlı surette işverenin emir ve talimatı altında bulunduğunu, 2010 yılında 12 saatlik mesai sistemine dönüldüğünü ancak hazır kıta uygulamasının devam ettiğini belirterek fazla mesai alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava zamanaşımı da dikkate alınarak davacının 25.01.2008-11.04.2009 tarihleri arasında fazla mesai yaptığı kabul edilerek, haftanın 6 günü 12 saat çalışma ve 12 saat dinlenme yaptığı, yarı sürede hafta tatilinde çalıştığı benimsenmek suretiyle fazla mesai ücreti hesaplanmıştır. Davacı tanığı davalı ile husumetli olup tek başına beyanına itibar edilemez ise de, davalı tanıkları da ilk zamanlarda çalışma usulünün 12 saat çalışıp 12 saat dinlenme şeklinde olduğunu, ilerleyen zamanlarda 4 gün 12 saat çalışıp 12 saat dinlenme, 4 gün de hiç çalışmadan dinlenme şeklinde çalışıldığını ifade etmişlerdir. Ancak tanık beyanlarında belirtilen "ilk zamanlar", "son zamanlar" ifadelerinin hangi çalışma dönemine tekabül ettiği konusunda açıklık yoktur. Her ne kadar mahkemece hükme esas abilirkişi raporunda konuya ilişkin açıklık bulunmadığı gerekçesiyle, 4 gün 12 saat çalışıp 12 saat dinlenme, 4 gün de hiç çalışmadan dinlenme şeklindeki çalışma biçiminin son iki yılda gerçekleştiği kabul edilmiş ise de, bunu ispatlayacak herhangi bir somut delil dosya kapsamında yer almamaktadır. Bu sebeple tanıklar yeniden dinlenmek suretiyle, belirtilen vardiya şekillerinin hangi çalışma dönemine isabet ettiği ayrıntılı olarak tespit edilmek suretiyle vardiya değişikliğine gidilen çalışma dönemleri tespit edilmelidir. Kabule göre de, hesaplamaya esas alınan dönem bakımından, kimi aylara ilişkin imzalı maaş bordrolarında fazla mesai tahakkukunun yer aldığı görülmektedir. Bordrolardaki tahakkukların sembolik olmaması ve bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerektiği hususu göz önünde bulundurularak, aksinin ispat edilememesi halinde ilgili dönemlerin dışlanması gerekir. Bordrolardaki tahakkuklar sembolik nitelikte ise veya tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir. Hafta tatili bakımından da, imzalı puantaj kayıtlarının bulunduğu dönemler bakımından bu kayıtlar da dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılmalıdır. Dolayısıyla kapsamda yer alan maaş bordroları, imzalı puantajlar, tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle fazla mesai ve hafta tatili alacağının tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
H.Y.D.