4. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17 Karar No: 2015/3390 Karar Tarihi: 19.03.2015
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/17 Esas 2015/3390 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2015/17 E. , 2015/3390 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/12/2013 NUMARASI : 2011/147-2013/700
Davacılar Z.. B.. ve diğerleri vekili Avukat Cemalettin tarafından, davalı K.. G.. aleyhine 01/04/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 26/12/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, boynundaki ağrı nedeniyle Akdeniz Üniversitesi hastanesine giden davacılardan M.. B.."un uygulanan hatalı tedavi nedeniyle komaya girdiğini ve felç olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını ve yapılan müdahalenin tıp kurallarına uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının kamu görevlisi olduğu, kamu görevlilerinin görevle ilgili yetkilerini kullanırken ve görevlerini yerine getirirken neden oldukları zararların idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu nedenle Anayasa"nın 129. maddesi gereği husumetin idareye yöneltilmesi gerektiği ve davanın öncelikle husumetten reddi gerektiği, kaldı ki davalı hekime yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın esastan da reddine karar verilmiştir. Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi, ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan sorumluluk hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Davaya konu edilen olayda, devlet hastanesinde doktor olan davalının, hatalı teşhis ve tedavide bulunarak davacıda ağır ve kalıcı maluliyet oluşmasına neden olduğu ileri sürülmüştür. Kamu görevlilerinin görevleri kapsamında yetkisini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zarardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen koşullara uygun olarak, idare aleyhine açılabileceğine göre, somut olayda davalıya husumet yöneltilmesi doğru değildir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken; davanın hem esastan hem de husumetten reddedilmesi gerektiği şeklindeki karışıklığa yol açacak gerekçeyle, dava esastan reddedilmiş gibi hüküm kurulması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 19/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.