9. Hukuk Dairesi 2014/29137 E. , 2016/1582 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, işveren davalıların neden olduğu ve işverence ödenen idari para cezasının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı şirket vekili, Gar Gümrük Müdürlüğü’nün gümrük sahasında bulunan depolarda yapılan denetim sırasında usulsüz ve limit dışı satış yapıldığının tespit edilerek davalı şirkete ceza yazıldığını, ancak sözü edilen satışların tekel gümrük hattı dışı eşya satış mağazasında satış görevlisi olarak çalışan davalılar tarafından yapıldığını ve haklarında soruşturma açıldığını, davalı tarafından ödenen idari para cezasının işveren zararı olarak davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işçiler vekili, davalıların sorumlu olmadıklarını, haksız bir şekilde dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalıların özel belgede sahtecilik suçundan açılan ceza davasında beraat ettikleri, kaçakçılık kanununa muhalefet suçu hakkındaki ceza davasının zamanaşımı nedeniyle Yargıtay tarafından ortadan kaldırılmış olması sebebiyle davalıların sorumlu olduklarının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Öncelikle Ceza hukuku ve Medeni Hukuk arasındaki ilişkide T. Borçlar Kanununun 74. maddesinin değerlendirilmesi gerekir(Eski Borçlar Kanunu Mad. 53) Maddeye göre "Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz" şeklinde düzenlenmiş ve kural olarak bağımsızlık ilkesi benimsenmiştir”.
Düzenlemeye göre hukuk hakimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak; aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan maddi olgular ile bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak delilleriyle tespit edilip edilmediği olmalıdır. Yasadaki açık düzenleme, yerleşen yargısal uygulama ve bilimsel görüşler karşısında; kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararın, diğer söyleyişle fiilin işlendiği sabit olduğu halde kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptamanın tek başına Hukuk Hakimini bağlayacağını kabule olanak bulunmamaktadır.
Dosya içeriğine göre davalı işçilerin, Gar Gümrük Müdürlüğü (Gümrük Müsteşarlığı) denetiminde bulunan tekel gümrük hattı dışı eşya satış mağazasında satış görevlisi olarak çalıştıkları, 01.07.2004-09.08.2014 tarihleri arasında yapılan satışlarda usulsüz eşya alım-satımı yapıldığı gerekçesiyle haklarında idari ve adli soruşturma açıldığı, gümrük idaresince davacı şirkete kesilen idari para cezasının şirket tarafından ödendiği anlaşılmaktadır.
Davalı işçiler hakkında, özel belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında ceza mahkemesince beraat kararı verilmiştir. Diğer yandan, kaçakçılık kanununa muhalefet suçundan mahkumiyetlerine dair verilen kararın temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay tarafından davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemece, davalıların özel belgede sahtecilik suçundan beraat etmeleri ve kaçakçılık kanununa muhalefet suçunun zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, 6098 sayılı TBK’nın 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin beraat kararı ile ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkması, kural olarak hukuk hakimini bağlamayacağından, mahkemece bağlayıcı olmayan ceza mahkemesi kararı ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. .
Dosya içeriğine ve delillere göre davalılar satış görevlisi olup işverenin zararına neden olan eylemleri görevleri sırasında gerçekleştirmişlerdir. Bu itibarla, Mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor da alınarak, davalıların müşterek müteselsil sorumlulukları açıkça ortaya konulmalı ve işveren zararında sorumluluk miktarları belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.