21. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/7633 Karar No: 2016/2018 Karar Tarihi: 16.02.2016
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/7633 Esas 2016/2018 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2015/7633 E. , 2016/2018 K. "İçtihat Metni"
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı, davalılardan Kurum ve A.. S.. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 01.07.1995 – 10.09.2005 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları iddia, savunma ve tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıaların neler olduğu ve bunlardan çıkan sonuçlar ile hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır. HMK"nın 297/2. maddesinde de taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Öte yandan, mahkeme kararlarındaki gerekçelerin hüküm fıkralarına uygun olması gerekir ( 06.03.1963 gün ve E:1963/4-99, K:1963/37 Sayılı Kararı). Oysa temyize konu kararda, gerekçe ile hüküm fıkrasının aykırı olduğu kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Gerçekten, kararın gerekçe kısmında, davacının çalışmalarının mevsimlik olduğu ve yaz sezonlarında 6 ay olduğu belirtilmesine rağmen 2002 yılında bildirilen süre 89 gün olmasına rağmen 121 gün (toplam 210 gün), 2003 yılında bildirilen süre 126 gün olmasına rağmen 144 gün (toplam 270 gün), 2004 yılında bildirilen süre 130 gün olmasına rağmen 60 gün (toplam 190 gün) hüküm altına alındığı, buna göre gerekçe ile çelişecek şekilde yani gerekçede belirtilen 6 ayı aşacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Bu durumda, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı ile davalılar .....Kurumu Başkanlığı ve A.. S..’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalılardan A.. S.."a iadesine sair yönler incelenmeksizin 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.