Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2129
Karar No: 2015/1464
Karar Tarihi: 29.05.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2129 Esas 2015/1464 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İzmir 5. İş Mahkemesi'nde görülen işçilik alacakları davasında, davacı işçi işe iade davasının kabul edilmesine rağmen işverenin kendisini işe başlatmadığını, son aylık net ücretinin 1.200 TL olduğunu belirterek bir kısım işçilik alacaklarının tahsil edilmesini istemiştir. Davalı işveren ise iş sözleşmesinin fesih nedeni olarak işçinin 17.12.2007 tarihinden itibaren işe gelmemesini açıklamış ve davanın reddedilmesi yönünde savunma yapmıştır. İlk kararda hesaplanan ücret miktarı, işyerindeki tüm işçileri kapsayan dönem bordroları getirtilerek ve gerekirse emsal ücret araştırması yapılarak belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Davalı vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede ise gerçek ücretin saptanması gerektiği vurgulanmış, eksiklikler giderilmeden yapılan emsal ücret araştırmasının yeterli olmadığı belirtilerek önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Temyiz eden davalı vekilinin itirazları kabul edilerek, direnme kararı bo
Hukuk Genel Kurulu         2013/2129 E.  ,  2015/1464 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İzmir 5.İş Mahkemesi
    TARİHİ : 10.06.2013
    NUMARASI : 2013/305 E-2013/353 K.

    Taraflar arasındaki “işçilik alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 5.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.11.2012 gün ve 2012/323 E.-2012/758 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 18.02.2013 gün ve 2012/30309 E.-2013/3233 K. sayılı ilamı ile ;
    (...Davacı vekili, davalı işyerinde mağaza müdürü olarak çalışan davacının işe iade davasının kesinleşmesinin ardından işverene süresinde başvurulduğu halde işçinin işe başlatılmadığını, son aylık net ücretinin 1.200,00 TL olduğunu belirterek bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının 17.12.2007 tarihinden itibaren işe gelmemesi üzerine iş sözleşmesinin feshedildiğini, son aylık ücretinin 585,00 TL olduğunu, hak ettiği izinleri kullandığını, hafta ve genel tatil ücretlerini, yaptığı fazla çalışma ücretlerini, imzalı ücret bordroları ile aldığını, işe iade tazminatı ile dört aylık ücret alacağı ile ilgili yasal koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin verilen karar davalı temyizi üzerine Dairemizce 07.05.2012 gün, 2011/15796 esas, 2012/8946 karar sayılı ilamı ile, "hesaplamaya esas alınan ücret miktarı, işyerindeki tüm işçileri kapsayan dönem bordroları getirtilerek ve gerekirse emsal ücret araştırması yapılarak sonucuna göre dava konusu tazminat ve alacaklar hesaplanması gerektiği" gerekçesi ile bozulmuş, bozma ilamına mahkemece uyulmasına karar verilerek dosya içeriğinde ücret tahakkuklarının asgari ücret üzerinden yapıldığına ilişkin imzalı ücret bordrolarının bulunduğu, emsal ücret araştırması bakımından Sosyal Güvenlik Kurumundan davalı işyerinde çalışanların maaşlarını gösteren ve davalı işverenin iddiasını doğrulayan nitelikte kayıtlar ile Tez-Koop- İş Sendikasının aylık brüt ücretin 1.900,00 TL olduğuna ilişkin yazının dosyasına sunulmasından sonra başkaca araştırma yapılmaksızın mahkemece davacı iddiasına göre belirlenen ücret üzerinden alacak kalemleri hesap edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiş ise de; bozma gereği yerine getirilmeden varılan sonuç doğru bulunmamıştır. Ücretin tespiti bakımından emsal ücret araştırması yapılarak belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davacı iddiasına göre belirlenen ücret üzerinden alacak kalemlerinin hesap edilmesi isabetsiz olmuştur. İşçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren meslek kuruluşlarından da emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Mahkemece uyulan bozma kararında öngörülen hususlar açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, mağaza müdürü olarak çalışan davacının işe iade davasının kesinleşmesinin ardından işverene süresinde başvurduğunu ancak işe başlatılmadığını, son aylık net ücretinin 1.200,00 TL olduğunu belirterek bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Yerel mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmadan önceki gerekçelerle direnme kararı verilmiş; hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta ilk irdelenmesi gereken konu ikinci bozma sonrası oluşturulan 10.06.2013 tarihli 2013/305 E, 2013/353 K, sayılı kararın hüküm fıkrasında ilk karardan farklı olarak (ilk kararda 2.320, 55 TL) kıdem tazminatının 3.320,55 TL olarak yazılmasının maddi hataya dayalı olup olmadığı; varılacak sonuca göre de talep aşımının bulunup bulunmadığı hususudur.
    Bu noktada 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 459.maddesinde yer alan maddi hata kavramının incelenmesi gerekmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki, maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Dr. Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, sayfa:208).
    HUMK’nun 459.maddesi uyarınca, hüküm verildikten sonraki dönemde, hükümde iki tarafın isim, sıfat ve neticei taleplerine ilişkin maddi hatalar ve esas hükümde hesap hataları yapılmış ise mahkeme bu hataları düzeltebilir. Belirtilen madde kapsamındaki yanlışlıklar her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğindedir.
    Bu açıklamaların ışığında, direnme kararında, ilk karardan farklı olarak (ilk kararda 2.320, 55 TL) kıdem tazminatının 3.320,55 TL olarak yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğu ve bu yanlışlılığın HUMK.’un 459.maddesi uyarınca Mahkemesince yerinde her zaman düzeltilebileceği anlaşıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamış, hataya işaret olunmakla yetinilmiştir.
    İşin esasına gelince; uyuşmazlık ilk bozmaya uyularak yapılan emsal ücret araştırmasının yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    İş akdinin işverence haksız feshi nedeniyle işçinin alacak miktarı belirlenirken, bu hesabı doğrudan etkileyecek olan işçinin gerçek ücretinin saptanması gerekmektedir. Gerçek ücret; işçinin kıdemi, yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücrettir.
    İş akdinin tarafları görünüşte bir ücret belirlemiş olabilirler, ancak bu ücret tarafların aralarında kararlaştırdıkları gerçek ücret olmayabilir. Uygulamada bazen taraflar arasında kararlaştırılmış olan gerçek ücret (örneğin SSK primlerini daha az ödemek amacıyla) bordroya yansıtılmamakta, daha düşük (örneğin asgari ücret) gösterilmektedir. Bu gibi durumlarda yargıç tarafından gerçek ücretin saptanması yoluna gidilmelidir (Prof.Dr.S.Süzek, İş Hukuku, 2.Bası, Beta Yayınları, Sh. 287).
    İş sözleşmesinin tarafları arasında ücret miktarı konusunda çıkabilecek ihtilaflarda gerçek ücretin her türlü delille ispatı mümkündür. Aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık beyanları gibi delillerle işçinin imzasını taşıyan ücret bordroları veya hizmet sözleşmesinde yazılı olan ücretin gerçek olmadığı kanıtlanabilir. Ücretin mevcut delillerle şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi mümkün bulunmayan kimi durumlarda, yapılan iş, hizmet süresi ve diğer belirleyici özellikler belirtilmek suretiyle ilgili meslek örgütlerinden sorulmak suretiyle de belirlenebilir. Meslek örgütlerince bildirilen ücret miktarları tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmayıp, diğer bilgi ve belgelerle de desteklenmeleri gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta davacı iddiasına göre belirlenen ücret üzerinden alacak kalemlerinin hesap edilmesi isabetsiz olmuştur. İşçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren meslek kuruluşlarından da emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken bozma kararında değinilen eksiklikler giderilmeden yapılan emsal ücret araştırmasının yeterli olduğundan bahisle direnme kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi