(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/2471 E. , 2015/4883 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, 22.01.2012 tarihli ... Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği genel kurul toplantısının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; ... Köyü Kültür Dayanışma Derneğinin 22.01.2012 tarihli genel kurul toplantısının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114. maddesinde, davada tarafların taraf ve dava ehliyetine ve kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde de temsilcinin gerekli niteliğe sahip olmaları dava şartları arasında sayılmış; 115. maddesinde ise, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, dava şartı noksanlığı tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceği, ancak, bu noksanlığın giderilmesi mümkün ise tamamlanması için kesin süre vereceği, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceği belirtilmiş; 119.maddesinde de; dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar tahdidi olarak sayılmış ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiş; gerek 115. gerekse 119. maddelerde verilen bu kesin sürenin bir haftalık olacağı da gösterilmiş, bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası olarak saydıktan sonra 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığı belirtildiğinden, dava tarihinden önce ölen ve kişiliği sona erenin veya tüzel kişilik kazanmamış bir topluluğun taraf ehliyetinin bulunmayacağı kuşkusuzdur.
Türk Medeni Kanunu’nun 56. maddesinde, dernek bir özel hukuk tüzel kişisi olup Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 33. maddesinin yollaması ile Türk Medeni Kanununun 50. maddesi uyarınca tüzel kişinin iradesinin organları aracılığı ile açıklanacağı ve organlar hukuki işlemleri ve diğer tüm eylemleri ile tüzel kişiyi borç altına sokacakları, ancak kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu oldukları açıklanmıştır.
Somut olayda, ... Köyü Kültür Dayanışma Derneğinin 22.01.2012 tarihli genel kurul toplantısının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline karar verilmesi istemiyle genel kurul divanında görev alan kişilere karşı dava açıldığı, mahkemece dava dilekçesi derneğe tebliğ edilmeden yargılama yapılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Derneğin genel kurul toplantısının iptali davasında, husumetin doğrudan dernek tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan hukuksal olgular ve karar başlığında davalı olarak gösterilen kişilerin davada taraf ehliyetinin bulunmadığı gözetildiğinde, davada taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde genel kurul divanında görev alan kişilerin hasım gösterilmesinin temsilcide yanılma olduğu kabul edilerek, dava dilekçesinin ve duruşma gününün dernek tüzel kişiliği adına ve dernek merkezi adresine tebliğe çıkarılması, dernek yetkilileri veya vekilleri duruşmaya geldikleri takdirde davaya karşı diyeceklerinin ve delillerinin ibraz etme imkanı tanındıktan ve toplanan deliller birlikte değerlendirildikten sonra, sonucuna göre bir karar verilmesi yerine taraf teşkili sağlanmadan davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.