Hukuk Genel Kurulu 2015/912 E. , 2015/1460 K.- İMAR UYGULAMA PLANINA GÖRE KAMU HİZMETİNE TAHSİS EDİLEN TAŞINMAZ
- İMAR KISITLAMASI
- İDARİ YARGI
- HUKUKİ ELATMA
- KAMULAŞTIRMA KANUNU (2942) Geçici Madde 6
"İçtihat Metni"Taraflar arasındaki “tazminat ” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bursa 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.05.2013 gün ve 2013/59 E.-2013/388 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 11.02.2014 gün ve 2013/13024 E.-2014/2064 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; asıl dava olan Bursa 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2011/586 Esas -2012/363 Karar sayılı dosyasında, davacılar tarafından dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak tazminat isteminde bulunulduğu, taşınmaza fiilen el atılmadığı, imar planında yol alanı olarak belirlenmesinden dolayı mülkiyet hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle mahkemece taleple bağlı olarak 8.000 -TL üzerinden taşınmaz bedelinin ödenmesine karar verildiği, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu taşınmaza fiilen el atılmadığından dolayı ilk davada saklı tutulan bedel için 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10. fıkrasında “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03/05/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu"nda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü uyarınca idari yargıda dava açılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, imar uygulama planına göre kamu hizmetine tahsis edilen taşınmaz malın bu durumu nedeniyle kullanım hakkının kısıtlanmasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; davacılar maliki oldukları 3219 ada, 13 parsel sayılı taşınmaza yol yapımı şeklinde el atılması sebebi ile fazlaya ilişkin talep haklarını saklı tutarak Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/586 E. sayılı dosyası ile açtıkları davada tazminat miktarının 101.351.25 TL olarak belirlendiğini, davanın kabul ile sonuçlanıp kararın Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleştiğini, ilk davada saklı tuttukları fazlaya ilişkin hak yönünden bu davayı açtıklarını ileri sürerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat isteğinde bulunmuştur.
Davalı vekili; davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak görevsizlik kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece; bu davanın Bursa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/586 E. sayılı kesinleşen dosyasında saklı tutulan fazlaya ilişkin hak yönünden açılmış ek dava olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle karar bozulmuştur.
Yerel Mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiş, direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; imar kısıtlamasından kaynaklanan, hukuki elatma iddiasına dayalı davaya adli yargı yerinde mi yoksa idari yargı yerinde mi bakılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, 24.05.2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin onuncu fıkrasının üçüncü cümlesi:
“Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir.”
Hükmünü içermektedir.
İdari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planıyla umumi hizmetlere ayrılan yerlerde kişilerin taşınmaz malları üzerindeki haklarına, imar planıyla bir takım kısıtlamalar getirilmekte olup, kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen idare, maliklerin taşınmaz üzerindeki tasarruf haklarını belirsiz bir süre için kullanılamaz hale getirmektedir. Bu durumda açılacak tazminat davalarının 24.05.2013 tarihli 6487 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6. maddesinin onuncu fıkrasının üçüncü cümlesi uyarınca, idari yargıda bakılması gerekir.
Nitekim YHGK’nun 30.10.2013 gün ve 2013/5-603 E., 2013/1503 K. sayılı ilamında da aynı ilke benimsenmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; davacıların maliki oldukları 3219 ada 13 parsel sayılı taşınmazın büyük bölümünün imar planında yol olarak ayrıldığı, yürürlükte olan imar planına göre dava konusu edilen bölümün, özel mülkiyete konu olacak şekilde kullanılamayacağı, davacıların tasarrufu kısıtlandığından bu haliyle dava konusu taşınmaz hakkında idarenin fiili bir elatması bulunmasa da, imar kısıtlamasına dayalı hukuki elatması bulunduğu açıktır.
Az yukarda belirtildiği üzere, bu tür iddialara karşı açılacak davalarda, 2942 sayılı Kanun’un Geçici 6. maddesinin onuncu fıkrası hükmü gereğince idari yargı görevli olduğu Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiştir.
Hal böyle olunca, yerel mahkemenin direnme kararının yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 29.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.