Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7169
Karar No: 2019/3022
Karar Tarihi: 02.04.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/7169 Esas 2019/3022 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/7169 E.  ,  2019/3022 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


    KARAR


    Rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince ilâmda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi ve davalılardan ... avukatı tarafından da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.04.2019 Salı günü teyin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile karşı taraf adına Av. ... ve temyiz eden diğer davalı adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı Kurum vekili, 08.11.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir nedeniyle uğranılan zararın, davalılardan rücuan tahsilini istemiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı Özsal İnşaat Taah. Ve Nakliye San. Tic. Ltd.Şti vekili, kusurlu olmadıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    “Davanın KABULÜ ile,
    1-75.963,32 TL peşin sermaye değerli gelirin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bu alacağa onay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,”dair hüküm kurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince; 5510 sayılı Yasanın 23. maddesinin koşullarının oluştuğu olayda, davalı işverenlere yönelik ayrı ayrı tebligat yapılmamışsa da, her iki davalı adına verilen vekaletname ile davada temsil edildikleri, kusur oranlarının oluşa uygun olmasından hareketle, mahkeme hükmü yerinde bulunmak suretiyle istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davalıların zararın tamamından sorumlu olmaları gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı Özsal İnşaat Taah. ve Nak. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, iş ortaklığı aleyhine karar verildiğini, adi ortaklığın tüzel kişiliğinin bulunmadığını, kusurun tamamının sigortalıya ait olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    Davalı Şahinler İnş. Mad. San. ve Tic. Ltd.Şti vekili, taraf teşkilinin sağlanmadığını, kusurlarının bulunmadığını, olayda kaçınılmazlığın söz konusu olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davacı vekilinin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede, Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge adliye mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bir Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına gör parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
    25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek Madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
    HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E, 1990/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
    Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016-01.12.2016 tarihleri arasında 5.000 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530 TL ve 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530 TL’dir.
    Somut olay incelendiğinde, davaya konu olabilecek toplam miktar ile kabule karar verilen kısım dikkate alındığında, davacı yönünden temyize konu tutarın temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğu anlaşılmakla, anılan karara karşı davacı tarafça temyiz yoluna başvurulması miktar itibariyle mümkün bulunmadığından, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin miktar itibarıyla kesinlik nedeniyle REDDİNE,
    Davalılar vekillerinin temyiz istemlerine gelince, Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi taraf ehliyeti de bulunmamaktadır. Adi ortaklığın taraf olduğu işlemlerden doğan davaların (6100 sayılı HMK nın 60. maddesi gereği) tüm ortaklar tarafından açılması gerekir. Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcuttur. Bu halde adi ortaklık ile sözleşme yapılarak bu sözleşmeden kaynaklanan bedel talep edildiğinde davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek ya da tüzel kişiler tarafından açılması veya dava açmayan ortağın sözleşmeden doğan haklarını dava açan ortağa temlik etmesi ya da açılan davaya muvafakatinin sağlanması gerekir. İtirazın iptâli davaları da itiraz üzerine duran takibin devamı için açılan davalar olduğundan itirazın iptâli davası için geçerli olan muvafakat, icra takibine muvafakatı da kapsar (Emsal Yarg.15 HD 01.03.2016 gün 2016/920 E 2016/1313 K, Yargıtay HGK"nın 08.10.2003 gün 2003/12-574 E 2003/564 K, 17.01.1991 gün 1989/13-457 E, 1990/2 K ile Yargıtay 15. HD"nin 23.06.2005 gün 2004/3211 E 2005/3782 K, 28.03.2006 gün 2005/2401 E 2006/1794 K ve 13.12.2010 gün 2009/4791 E 2010/6856 K sayılı ilâmları).
    Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, Özsal İnşaat Taah. Ve Nakliye San. Tic. Ltd.Şti-Şahinler İnş. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti iş ortaklığı adına M.Şerif Özcan tarafından Av. ... ’e vekalet verildiği ve ilgili avukatın bu şekilde iş ortaklığını temsilen duruşmalara katıldığı, dosya kapsamı incelendiğinde, Şahinler İnş. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti yetkili temsilcileri içerisinde ... ’ın bulunmadığı, her iki şirketin temsilcilerinin farklı olduğu, yargılama safhasında ilgili şirketin, ayrıca ve açıkça kendisini temsil etmesi için herhangi bir vekile vekaletname vermediği ve dolayısıyla davada temsil edilmediği gözetilerek, işbu dava dosyasında taraf teşkilinin sağlanmadığı belirgindir.
    Mahkemece, her iki davalı şirketin ayrı ayrı temsil edilmesi gerektiği gözetilerek, davalılardan Şahinler İnş. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti nin davaya katılımı sağlanıp, göstereceği bütün deliller toplandıktan sonra, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair yönler incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının, HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, davalılar avukatları yararına takdir edilen 2.037 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 02.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi