11. Hukuk Dairesi 2018/2126 E. , 2018/3788 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 08/02/2018 tarih ve 2018/195-2018/122 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili olan kurumun rücuen alacaklarının tahsili için, İş Mahkemesi nezdinde davalı şirket ve diğer sorumlulara karşı dava açtığını, dava sürecinde davalı şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğunun tespit edilmesi üzerine mahkemece kendilerine Ticaret Sicil Müdürlüğündeki kaydı silinen davalı şirketin ihyasını sağlamak üzere dava açmaları için yetki ve süre verildiğini ileri sürerek tasfiye kapanışı yapılan davalı şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, açılan davaya bir diyeceklerinin olmadığını belirterek, ticaret sicil müdürlüğünün huzurdaki dava bakımından yasal ve zorunlu hasım olduğunu, ihya kararı verilmesi halinde müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı tasfiye memuru, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ihyası talep edilen şirkete tasfiye memuru olarak atandığını, tasfiye sırasında gerekli araştırmanın yapıldığını ve açılmış bir dava olmadığı için tasfiye işlemlerinin sonuçlandırıldığını, tasfiye işleminin 15/01/2008 tarihinde yapıldığını, söz konusu davanın tasfiye işleminden 5 yıl sonra açıldığını, bu nedenle zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, ihyası istenen şirketin 20/12/2006 tarihinde tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak...."nın atandığı, şirketin 15/01/2008 tarihinde tasfiye kapanışı yapılarak sicilden kaydının silindiği, davacı ...Başkanlığı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine ... İş Mahkemesinin 2013/1387 esas sayılı dava dosyası üzerinden iş kazasından kaynaklanan rücuen alacak davası açıldığı, ihyası istenen şirketin ek tasfiyesinin zorunlu olduğu ancak şirketin sicilden terkin edildiği tarihten 5 yıl sonra açılan işbu davada Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Tasfiye Memurluğu yasal ve zorunlu hasım olduğundan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile şirketin Ankara 16. İş Mahkemesinin 2013/1387 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan davayla sınırlı olmak üzere ihyasına, son tasfiye memuru...."nın tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmesine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davalı ... ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketin ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınması üzerine, ortaklardan...."nın tasfiye memuru olarak atandığı ve akabinde 15.01.2008 tarihi itibariyle tasfiye işlemlerinin tamamlandığı, ihyası talep edilen şirket çalışanın geçirmiş olduğu iş kazasından dolayı 2004 yılında davacı kurum aleyhine dava açıldığı ve dava neticesinde verilen karar gereğince davacı kurumca işçiye tedavi gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı ödendiği, akabinde ödenen tutarın rücuen tazmini için ihyası talep edilen davalı şirket aleyhine 2013 yılında dava açıldığı, yani açılan davanın temelinde 2004 yılında açılan dava olduğu, davalı tasfiye memurunca bu davanın akıbeti beklenilmeden tasfiyenin gerçekleştirildiği, bu hale göre davacı kurumun şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ihyasının gerektiği, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü iş mahkemesi dosyasında hakimin işbu ihya davasının açılması için verdiği ikinci sürenin kesin olduğu, verilen kesin süre içerisinde ihya davası açılmadığı, verilen kesin sürenin dava şartı niteliğinde olduğu ve iş mahkemesinde görülmekte olan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği bu nedenle işbu ihya davası bakımından rucuen alacak davasının bekletici mesele yapılması gerektiği şeklindeki iddiasının işbu davada dinlenilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... ... vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve temyiz edenin sıfatı ve temyiz sebeplerine göre davalı ... ... vekilince yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... ..."nın temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. madddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı ... ..."dan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 21/05/2018 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.