8. Hukuk Dairesi 2018/8840 E. , 2021/1112 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; davalı tarafın hiçbir haklı sebebe dayanmadan dava konusu taşınmazı park, yol ve sağlık ocağı yapmak suretiyle işgal ettiğini bildirerek, 01.05.2007 tarihinden 31.10.2011 tarihine kadar olan 41.290 TL ecrimisilin kademeli faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 11.03.2008-31.10.2011 tarihleri arasındaki 32.434 TL ecrimisilin dönem sonları itibari ile hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş olup; hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ecrimisil istemine ilişkindir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ve davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.HMK’nin 297/2. maddesi gereğince; mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu maddeye göre; hüküm fıkrasının çok açık olması, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların tek tek belirtilmesi gerekir. Aksi halde, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
Somut olayda, davacılar vekili, dava dilekçesinde, talep edilen ecrimisil alacağının işgal tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemece hüküm fıkrasında, hüküm altına alınan miktarın ne kadarlık kısmının hangi döneme ait olduğu, hangi miktara hangi tarihten itibaren faiz işletileceği açıkça belirlenmemiştir. Bu durumda, Mahkemece kurulan hükmün infaza elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş, hangi dönem için kaç lira ecrimisilin tahsili gerektiğinin ve buna göre faizin başlama tarihinin, diğer bir deyişle dönem sonlarının hükümde açıkça belirtilmesi olmalıdır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; 19.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda hangi dönem için ne kadar ecrimisil istenebileceğinin belirlendiği; ancak Mahkemece bu belirlemenin hükme yansıtılmadığı görülmüş; dönemlerin bilirkişi raporunda belirlenmesi sebebi ile bu husus bozma sebebi yapılmamış, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 1 nolu ""11.03.2008-31.10.2011 tarihleri arasındaki 32.434 TL ecrimisilin dönem sonları itibari ile hesap edilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline"" bendinin ""Davanın kısmen kabulü ile 11.03.2008-31.12.2008 dönemi için 6.200,00 TL 01.01.2009-31.12.2009 dönemi için 8.964,00 TL 01.01.2010 dönemi için 9.060,00 TL 01.01.2011-31.10.2011 dönemi için 8.210,00 TL ecrimisilin ait olduğu dönemlerin sonundan itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faiziyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine"" şeklinde düzeltilmesine hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davacı ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 10.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.