Hukuk Genel Kurulu 2013/1555 E. , 2015/1442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
TARİHİ : 08.11.2012
NUMARASI : 2012/380 E-2012/577 K.
Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Nevşehir Aile Mahkemesince davanın reddine dair verilen 07.04.2011 gün ve 2010/502 E.-2011/208 K sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 18.04.2012 gün ve 2011/14520 E.-2012/10057 K sayılı ilamı ile;
(...1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı kocanın eşine sürekli hakaret ettiği, eşini ve eşinin ailesini tehdit ederek davacıyı baba evine gönderdiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK.md. 166/1)karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK.m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK.m.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.m.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadının kendis için uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
3-Yukarıda 1.bentte boşanma davası için açıklanan davalı kocanın kusurlu davranışları karşısında, davacı kadın ayrı yaşamada haklı olup; Türk Medeni Kanununun 197. maddesindeki tedbir nafakası koşulları oluşmuştur. O halde davacı kadının birleştirilen nafaka davasının kabulü ile boşanma davasında verilecek tedbir nafakası (TMK.m.169) ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde, tarafların ekonomik ve sosyal durumu gözönüne alınarak, davacı kadın için uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken; bu davanın yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı iddiasına dayalı boşanma isteğine ilişkindir
Davacı vekili ,tarafların 2007 yılında evlendiklerini, Nevşehir"de ayrı bir ev açılmasına rağmen evliliğin ilk zamanlarından itibaren tarafların müşterek evde kalmadıklarını, davalının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, davalının işe gitmeyerek komşu kadınlarla birlikte sohbetlere katıldığını, fal bakma, açık saçık espriler yapma gibi eylemlerde bulunduğunu, aşırı sinirli bir yapıya sahip olduğunu, davacı kadını ailesiyle görüştürmediğini, başka bir kadınla ilişki yaşayarak davacıyı aldattığını, birçok kez davacı kadını ailesinin yanına götürüp bıraktığını, son olarak bıçakla davacı kadını tehdit ettiğini ve hamile bir şekilde götürüp ailesine teslim ettiğini, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, tarafların uzun süreden beri ayrı yaşadıklarını belirterek boşanmalarına, 500 TL tedbir nafakasına, 30.000,00 TL maddi, 30.000,00 TL manevi tazminata, boşanmadan sonra tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını, tarafların bir süre davalının ailesiyle birlikte yaşadıklarını, davacının bu durumu sorun etmediğini, daha sonra davalının İstanbul"da iş bulması nedeniyle İstanbul"da ev kiralayarak orada oturmaya başladıklarını, geçimlerinin iyi olduğunu, davacının ailesinin maddi durumunun iyi olmadığını, borçlarının bulunduğunu, bu borçları ödeyebilmek için davacıdan bileziklerini istediklerini, davalının buna karşı çıktığını, son olarak Nevşehir"e ailelerini ziyaret için geldiklerinde davacının annesinin talebi üzerine bir süre onlarla birlikte kalması için davacıyı ailesinin yanına bıraktığını, daha sonra davacı ile iletişimin koptuğunu ve davacının boşanma, nafaka ve aile konutu tesisine ilişkin davalar açtığını, taraflar arasında bir geçimsizlik bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur
Yerel mahkemece; davacının geçimsizliğe ilişkin iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine karar yukarıda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece önceki gerekçeyle kararda direnilmiştir.
Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ; davacının evlilik birliğinin temelden sarsıldığına ilişkin iddialarını ispatlayıp ispatlayamadığı, noktasında toplanmaktadır.
Davacı tanıkları Z.. K.., Z.. K.., Arif Önlü ve A.. K.."nın beyanları uyarınca; davalı kocanın eşine sürekli hakaret ettiği, onu başka bir kadınla aldattığı, ona bıçak çektiği, eşini ve eşinin ailesini tehdit ederek davacıyı baba evine gönderdiği anlaşılmaktadır.
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
O halde Yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 27.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.