19. Hukuk Dairesi 2015/12299 E. , 2016/8183 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/05/2015
NUMARASI : 2009/527-2015/323
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketin dava dışı ..."nden olan alacağının bu şirketin davalı şirketten olan alacağının temliki sureti ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının haberdar olduğunu ancak davalı şirketin ödemede bulunmadığı gibi alacağın tahsili için girişilen icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında bir sözleşme olmadığı gibi dava konusu alacakla ilgili müvekkili şirketin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, ortada resmi anlamda bir temlik sözleşmesi olmadığını, davacının dava açma hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava dışı ..."nin davalıdaki alacağının 280.000,00 TL"lik kısmının borcuna karşılık davacıya temlik edildiği, söz konusu sözleşmenin temlik sözleşmesinin geçerlilik koşullarını taşıdığı, temliğin davalıya bildirilmesinden sonra davalının Şubat 2009 ayından itibaren dava dışı idareden tahsil edilecek alacağın % 22,4"ü oranında davacıya ödeneceğinin temlik edene bildirildiği bakiye ve doğacak taşaron alacağının hesaba havale edilmek suretiyle ödenmesinin kararlaştırıldığı, borçlunun temlik edene karşı haiz olduğu def"ileri temellük edene karşı dahi dermeyan edebileceği, ödemenin yapılacağı tarihten önce tüm sözleşmelerin ve temliklerin fesih edilip, ibra alındığından davalının ödeyeceği bir borcun söz konusu olmadığı, bu nedenle alacağı ödemekten kaçınmakta haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık temlik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.
Davacı ile dava dışı ... arasında akdedilen tarihsiz temlik sözleşmesi uyarınca ..."nin davalı ..."nden olan 280.000,00 TL miktarındaki alacağı davacıya temlik edilmiş, temlik sözleşmesi borçlu ..."ne bildirilmiş ve borçlu ... tarafından önceki alacaklı temlik eden ..."ne hitaben yazılan 09.01.2009 tarihli yazıda temlik sözleşmesinde kararlaştırılan 280.000,00 TL"nin Şubat 2009 tarihinden itibaren temlik alan durumundaki ..."ye ödeneceği açıkça belirtilmiştir.
Davacı ile dava dışı ... arasındaki temlik sözleşmesinin dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 163. maddesine uygun şekilde yapıldığı ve geçerli olduğu açıktır. Nitekim bu husus yerel mahkemeninde kabulündedir. Borçlu şirket olan davalı temlikten haberdar olmuş ve temlike konu borcu temlik alan davacı şirkete ödeyeceğini 09.01.2009 tarihli yazısıyla temlik eden şirkete bildirmiştir.
Alacağın temliki sözleşmesi ile birlikte temlik edenin artık sözleşme kapsamında kalan alacak üzerinde tasarruf yetkisi sona ermektedir. Alacak üzerindeki tasarruf yetkisi alacağı temlik alan ve temlik edenin halefi durumuna geçen davacı şirkete intikal etmiştir. Her ne kadar BK"nun 167. maddesinde; "borçlu, temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def"ileri temellük edene dahi dermeyan edebilir." hükmüne yer verilmiş ise de, somut olayda borçlu temlikten haberdar olduktan sonra temlik edene karşı haiz olduğu herhangi bir def"i ileri sürmemiş, aksine 09.01.2009 tarihli yazı ile temlik sözleşmesindeki borcu temlik alana ödeyeceğini açıklamıştır. Bu aşamalardan sonra davalı borçlunun sonradan 10.02.2009 tarihinde dava konusu alacak üzerinde tasarruf yetkisi sona eren temlik eden durumundaki dava dışı ... ile aralarındaki sözleşmenin feshi ve ibra protokolü imzalamış olması davacıyı etkilemez. Davacı ile davalı arasında dava konusu alacağı söndüren herhangi bir fesih ve ibra protokolüne de dosyada rastlanılamamıştır.
Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olay bakımından delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek olaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.