21. Hukuk Dairesi 2015/8136 E. , 2016/1962 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyerleri nezdinde 10/06/2007-13/01/2011 tarihleri arasında geçen ve Kurum"a bildirilmeyen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın davanın, davacı davasını kısmen ispatladığından kısmen kabulü ile “davacının davalı ..."ya ait işyerinde 18/09/2008 ile 05/01/2010 tarihleri arasında çalışmış olduğunun tespitine, aradaki ilişkinin 506 sayılı yasa ve 4857 sayılı yasa kapsamında iş (hizmet akdi) ilişkisi olduğuna, sigorta primine ilişkin ücretin asgari ücret olacağının tespitine” dair hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, Mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde 17/07/2003-17/09/2008 tarihleri arasında dava dışı ...A.Ş. taşeronu ünvanlı işyerince, 06/01/2010-24/09/2010 tarihleri arasında davalı işyerince Kurum"a davacı adına hizmet bildiriminde bulunulduğu, 2010/1-9 ayara ilişkin davalı işyerine ait dönem bordrolarının dosyaya sunulduğu, yapılan zabıta araştırması neticesi komşu işyeri sahiplerinin tutanağa bağlanmak suretiyle Mahkeme"ye bildirildiği, davacı tarafından dosyaya sunulan 15/11/2010-20/01/2011 tarihleri arasında davalı işyeri antetli satış sözleşmelerinde şirket yetkilisi olarak davacının adı-soyadı ve imzasının yer aldığı, 15/12/2010 tarihli davacı tarafından davalı işyerinin kirasının ödendiğine ilişkin banka dekontunun dosyaya sunulduğu, 01/10/2010 tarihinden itibaren 2 yıl süre ile Isparta ili Yalvaç ilçesinde davacı ile dava dışı işyeri sahibi arasında düzenlenen kira kontratosunun dosyaya sunulduğu, anlaşılmaktadır.
Somut olayda, duruşmalarda dinlenen tanık beyanlarının yetersiz ve çelişkili olduğu anlaşılmakla Mahkemece davacının davalı işyeri nezdinde çalıştığı iddiasının hiçbir tereddüte yer vermeksizin belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; tanık beyanları arasındaki çelişkileri gidermeye yönelik olarak ihtilaf konusu dönemde çalışması bulunan diğer bordrolu çalışanların yöntemince beyanına başvurmak, tanıkların beyanı ile yetinilmez ise ya da adresine ulaşılamaması halinde ... Kurumu, Vergi idaresi, Belediye ve Emniyet Müdürlüğü gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak, toplanan tüm delilleri birlikte değerlendirmek suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ..."ya iadesine
15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.